banner711

“TOPKAPI SARAYI'NIN SÜMBÜLLERİ" KORUMA ALTINDA

“TOPKAPI SARAYI'NIN SÜMBÜLLERİ" KORUMA ALTINDA

“TOPKAPI SARAYI'NIN SÜMBÜLLERİ
“TOPKAPI SARAYI'NIN SÜMBÜLLERİ" KORUMA ALTINDA
 Osmanlı İmparatorluğu döneminde Sultan Üçüncü Murad'ın fermanıyla Topkapı Sarayı'nın bahçesini süsleyen, gül ve laleden sonra eserlerde en çok ismi geçen Kahramanmaraş'ın kaya sümbülleri, hem kentin endemik zenginliğinin korunması hem de gelecek kuşaklara aktarılması amacıyla koruma altına alındı.



Orman ve Su İşleri Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğünün "Tür Koruma Eylem Planı" kapsamında çalışma başlatan 
Kahramanmaraş Şube Müdürlüğü, fermanlara konu olan, Osmanlı'da saray bahçelerini süsleyen sümbüllerin ilk etapta kentteki yayılış alanlarını belirledi.




Başta 
Göksun olmak üzere il genelinde sümbülle ilgili tanıtım atağına başlayan müdürlük, çinilerden nağmelere kadar pek çok alanda konu edilen, fotoğraf sanatçılarının ilgisini çeken, kokusuyla insanları büyüleyen sümbülleri korumak için okullarda eğitim seminerleri düzenliyor.



Doğa Koruma ve Milli Parklar Şube Müdürü Hacı Kalınkütük,
Osmanlı İmparatorluğu'nda saray bahçelerini süsleyen sümbüller için Kahramanmaraş'ta Türk Koruma Eylem Planı kapsamında çalışmalar yaptıklarını söyledi.




Çalışmalarında 
Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesindeki akademisyenlerden de destek aldıklarını anlatan Kalınkütük, sümbülün gelecek nesiller açısından önemli bir endemik bitki olduğunu belirtti.



Yoğun yetişiyor



Araştırmalarda sümbüllerin kentte yoğun yetiştiğini gördüklerini dile getiren Kalınkütük, şunları kaydetti: 




"Sümbül bitkisini nasıl koruruz' diye Tür Koruma Eylem Planı yaptık. Plan kapsamında birinci hedefimiz, sümbül bitkisinin korunması. Bu korumayı yapabilmek için de öncelikle tanıtımı ön planda tuttuk. Özellikle kaya sümbülü türünün çok yoğun yetiştiği 
Göksunilçemizden başlamak üzere ilçelerdeki okullarda öğrencilere sümbülün önemini anlattık. Yine sümbülün önemini vurgulamak için ilimizin 100 soğanlı bitkisine ilişkin sümbülü konu alan kitap hazırladık. İkinci cildi üniversite hocalarımız tarafından hazırlanıyor."



Kalınkütük, Türk şiirlerinde gül ve laleden sonra en çok ismi geçen çiçeğin sümbül olduğunu, bununla ilgili Osmanlı döneminde "Sümbülname" eserinin yazıldığını hatırlattı.





Üçüncü Murad'ın sümbül fermanı



Kahramanmaraş'taki kaya sümbüllerinin tarihsel serüveni hakkında da bilgi veren Kalınkütük, şöyle konuştu: 



"Sümbülün farklı bir özelliği de Üçüncü Murad döneminde sümbül için hazırlanan bir ferman var. Maraş'ın 
yaylak ve kışlaklarından 50 bin gök sümbülü ve 50 bin ak sümbülün toplanarak hasbahçenin yani Topkapı Sarayı'nın bahçesine dikilmesi' yönündeki ferman Osmanlı arşivlerinde var. Yine İznik çinilerinde sümbülün işlendiğini biliyoruz. Yani sümbül Anadolu'da folklorik değere sahip olan bir bitkimiz. Bizim de buradaki gayemiz özellikle sümbül bitkisinin önemini insanlarımıza, çocuklarımıza anlatarak korunması ve gelecek kuşaklara aktarılmasını sağlamak."



Kalınkütük, 
Kahramanmaraş'ın iklim coğrafyası bakımından birçok iklimin geçiş bölgesi olması nedeniyle endemik ve diğer bitki çeşitliliği bakımından zengin olduğunu, bu konuda sümbülle başlayarak farkındalık oluşturmak istediklerini, bunu da başardıklarını anlattı.



Fotoğraf sanatçılarının sümbüllere ilgisi



Fotoğraf sanatçısı Arif Avize de 
Kahramanmaraş dağlarında her çiçeğin kendileri için ayrı güzelliği bulunduğunu söyledi.



Her yıl bahar aylarında tüm zarafetiyle objektiflere adeta poz veren bu çiçekleri defalarca fotoğrafladıklarını dile getiren Avize, "Dağ sümbülü, kaya sümbülü ya da mor sümbül' diye adlandırdığımız, anavatanının 
Kahramanmaraş Dağları ve Toroslar olduğunu bildiğimiz bu çiçek bunlardan bir tanesi. Kokusu ve görselliğiyle fotoğrafçıları kendisine çeken bu özel çiçek, Kahramanmaraş Dağları'ndan Osmanlı saraylarına kadar olan yolculuğuyla da dikkatleri üzerine çekmeyi başarmıştır." ifadelerini kullandı.

Güncelleme Tarihi: 15 Nisan 2016, 05:06
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER