Pakdil, partisinin Türkoğlu İlçe Başkanlığını ziyaretinde yaptığı konuşmada, seçimle iktidara gelmiş ve milletin iradesini temsil eden hükümetleri zorla alaşağı etmek isteyen güçlerin, dünyanın neresinde olursa olsun ülke normalleşme sürecine girdiğinde hesap verdiğini söyledi.
Türkiye'de, 27 Mayıs 1960 askeri darbesinden sonra zaman zaman seçilmiş iradeye karşı muhtıralar verildiğini, darbeler yapıldığını hatırlatan Pakdil, "Bunların bir karşılığı görülmemiş ve davalar açılmamıştır. Aynı zamanda darbeleri yapanlar, kendilerini anayasayla güvence altına almıştır. Darbelerin neticesinde ortaya çıkan olağanüstü şartlar içerisinde referanduma gidilmiş, millet bir an önce tekrar normal sürecine girmek ve mevcut yönetimden kurtulmak için 'evet' demiştir" ifadesini kullandı.
Pakdil, yargılamalar için hukuki süreçlerin gerekli olduğuna dikkati çekti.
Darbeleri yapanların, hukuki süreçler başlatılmadan vefat etmiş ya da siyasi hayattan çekilmiş olabileceğini anlatan Pakdil, şöyle konuştu:
"Darbeye bir daha kimsenin tevessül etmemesi ve haklı göstermemek için bunu yapanların hukuki sürecini başlatmak gerekiyordu. Türkiye'de yargı, herkesin bildiği gibi bağımsızdır. İlgili savcı, süreç içerisinde eldeki bütün delilleri toplayarak mahkemeye başvurmuştur. Mahkeme de nihayetinde dava açılmasına karar vermiş ve sonrasında yargılama süreci başlamıştır. Milli iradeye karşı durmanın cezası bellidir. Milletin gözünün önünde cereyan etmiş bir süreç var. Nihayetinde 33 yıl önce gerçekleştirilen olayda pek çok insan hayatını katbetmiş ve işkencelere maruz kalmıştır. Çok büyük maddi ve manevi kayıplara uğramışlardır. İhtilaller ve darbeler, yasal yoldan iktidara gelmiş olan hükümetlere karşı yapılmış silahlı bir girişimdir. Yargı bu vesileyle yapılanların hesabını sorması anlamında bir dava açmıştır. İhtilallerin ve ihtilalcilerin hukuk önünde hesap vermesi, çok doğal bir süreçtir."
