banner711

Balcıoğlu, “Bu seçim çocuklarımızın seçimidir”

Balcıoğlu, “Bu seçim çocuklarımızın seçimidir”

Kahramanmaraş Ticaret ve Sanayi Odası (KMTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Şahin Balcıoğlu, katıldığı televizyon programında 19 Kasım’da gerçekleşecek oda seçimleriyle ilgili değerlendirmede bulundu.

Aksu TV’de yayınlanan ‘Gündem’ programında Dünya Gazetesi İl Temsilcisi Ali Eskalen’in konuğu olan KMTSO Başkanı Şahin Balcıoğlu, 19 Kasım’da Kahramanmaraş’ın 15. başkanını seçeceğini söyledi.

Açıklamalarına kısaca kendinden bahsederek başlatan Başkan Şahin Balcıoğlu, ilk koronavirüs pandemisi gölgesinde geçen başkanlık sürecini, tamamlanan ve çalışmaları süren projeleri, uçak seferlerinin artışı, meslek komiteleriyle birlikte yapılan çalışmalar, arıtma tesisi, OSB, nefes kredileri, turizm, şehrin tanıtımı, savunma sanayi, SAHA İstanbul, yeşil mutabakat, tekstil zirvesi, fuar çalışmaları ve benzeri konularında açıklamalarda bulundu.

Çalışmalarında yapılan iş birlikleri sayesinde icra makamı görevi sırasında büyük ilerlemeler kaydettikleri dile getiren Balcıoğlu, “19 Kasım’da gerçekleşecek seçimin benimle sizin de değil, bu seçim çocuklarımızın seçimidir.” dedi.

Özellikle Kahramanmaraş’ın tanımı noktasında önemli bir ilerleme kaydettiklerini dile getiren Balcıoğlu, “Bu alanda yaptığımız çalışmaların, pandemi nedeniyle henüz başındayız. Turizm dediğinizde size sorular şeyler farklı. Örneğin siz Fransa’ya giderseniz Paris’e giderseniz Eyfel kulesini görmeden gelme şansınız var mı? Hiç yok. Tur programlarının tümü sizin bilinç altınıza orayı empoze etmiştir ve bu gibi turistik ziyaretlerde iş ile ilgili bir yere gitmiyorsanız size sunulanları görür gelirsiniz. Kahramanmaraş’ta da her şey var ama bizim bunları birbirine bağlamamız lazım. Bunu belediye başkanımızla da konuştuk ve uzun uzun dinledi. Öncelikle Turist yolumuzun olması gerekiyor. Kapalı Çarşı’dan çıkan turist nereye gider? Köhne bir çarşıdan geçmek onları mutlu eder. Biz bununla ilgili tanıtım ve alt yapıyla ilgili her şeyimizi aşağı yukarı yaptık. En son olarak Türkiye’den sadece 5 ilin alındığı ve tanıtıldığı bir projeye hatır ile Kahramanmaraş’ı da aldırdık, bunun için bir parada ödemedik, sırf Adnan Şahin’in Kahramanmaraş’a olan sevgisinden dolayı. Bu program 55 ülkede yayına girdi. Şu an hedefimizi EXPO 2023’e bağladık. Bu güzergahların bu yolların olabilmesi için belediyemizde bunun için çalışıyor. Sarayaltı, Kanlıdere bunların hepsi bu çalışmanın, düşüncenin eseridir. Buraya turist bir şekilde getiririz, birine hediye verir başkasına davet ederiz ama önemli olan buradan giden bir turistin bir arkadaşını ve akrabasını göndermesi. Bunu nasıl yapacağız? Turist Geldi, Dünyaca meşhur kelle paçamız var. Turist siyahın ne olduğunu bilmiyor, garsonda İngilizce bilmiyor. Biz bunun için ne yapacağız? Odamızda birer broşürler hazırladık. Bunu tüm paçacı, kebapçılara vereceğiz. Turist ayağı gördüğünde yağ zannedip bırakmak yerine onun ne olduğunu bilecek ve yiyecek. Bunların hepsi program olarak hazırlandı. Cihat Sezal vekilimiz bu programların tamamına yakınına katıldı, herkes fikirlerini beyan etti. Gelen ziyaretçilerin yüzde 80’i diyebilirim hayran kaldık ama siz yokken biz bunları nerede bulacağız diye soruyorlar. Mesela şu an çarşıda havuçlu pilav yiyebileceğimiz bir lokantamız yok. Biz bunları hazırlayacağız. Pandemi süreci engel olunca, bir rota çizdik ve bu rotada şu anda yürüyoruz. Şu anda Kahramanmaraş’ta turizmle ilgili ne var, ne yok diye turizm envanterini çıkarıyoruz. Bizim bildiğimiz şuanda hiçbir kayıt yok. Yemek, içme, eser, bina yol hiçbir kayıt yok. Biz bunu yapıyoruz. Meyvelerini geç alacağız belki ama Kahramanmaraş’ta çalışan yabancı uyruklu öğrencilerle çalışıyoruz. Öğrencilere dedik ki, hangi bölümde okuyorsanız okuyun hangi meslek hoşunuza gidiyorsa o iş alanında burada çalışabilirsiniz. Siz buradan Paris’te ki büyük mağazayı bilebilirsiniz ama küçük mağazayı bilemezsiniz. Bu yüzden onlar geldiğinde kendi diliyle konuşarak buradan oraya pazarlamada yardımcı olacak. Kendi diliyle anlatacak ve çok daha hoşuna gidecek. Hem para kazanacak hem de iş olacak. Öğrenci devam etmek isterse çalışmaya devam eder.

Bu benim kendi deliliklerimden bir tanesidir desem yeridir diye düşünüyorum. Bu hikayenin başlangıcı, geçtiğimiz seçim döneminde konuşmuş ve sahipleriyle görüşmüştüm. Kahramanmaraş’a yeni gelen bir misafirimizi anlattığımızda, sanayi duyduklarında çok mutlu oluyorlar. Bu sanayide ki dev çarkları döndüren adına küçük sanayi dediğimiz ve Avrupalıdan çuvallarla para verip aldığımız makinelerin kırılan parçasının aynısını yapabilecek güç ve beceride sanayimiz var. Bunların disipline edilmesi ve proje okuması gerekiyordu. Şu anda hükümetin kurduğu saha İstanbul diye bir derneğimiz var. Bürokratik işlerden farklı bir yapısı olan ve sen şunu, sen şunu üret hepiniz toplanıp bir araba yapın diyecek kadar pratik bir yer. Biz 25. müracaat eden iliz ama hatır ile 4.sıradan protokol imzaladık. Biz Almanya’daki bir makinenin yedek parçasını, falanca uçağın filanca parçasını yapabiliriz. Savunma sanayisi deyince sadece mermi ve tank gelmesin aklımıza. Biz Kahramanmaraş olarak yapacağımız bir kumaşı tankın üzerine örtünce o tank radarlara gözükmüyor. Savunma Sanayi dediğiniz askerin sahaya inmesi, sahada yemek yemesi ve bunun içinde ihtiyacı olan mutfak. Bunun her türlüsünü biz yapıyoruz. Tekstil alanında birçok çalışmamız var.

Biz bu projede Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti olarak paydaşız. Bizim işletmelerimizin, Avrupa’daki büyük şirketler gibi her yıl 3-5 milyon dolar harcayıp Pazar araştırması yapma gibi bir bütçesi yok. Dolayısıyla bizim oda olarak bu arkadaşlarımıza ciddi olarak yardımcı olmamız gerekiyor. Almanya’ya ikimizde mal satıyoruz. Aynı malı satıyoruz ve 10 liradan fatura kesiyoruz, Alman bunu 15 liradan satıyor. Sizin karbon salınımızın vergiler hesaplarla yüzde 40 vergiye tabisiniz, benim için yüzde 20 vergiye tabi. Böyle olunca benden 14 liraya aldığını 15’e satacak ama sizden 12’ye aldığını 15’e satacak. Alman hangisini seçer? 12 lira olanı. Böyle olursa siz mal satmakta zorlanırsınız. Makineniz yeni ve daha borcu duruyor. Karbon salınımından haberiniz yoktu. Bu çok farklı 100 liralık makinayı 500’e almıyorsunuz, 100 ise 110’a 120’ye alacaksınız ve Avrupa’nın tümüne satacaksınız. Bunu da yıllar içinde tüm Dünya’ya uygulayacaksınız.

Önümüzdeki dönem sektörlerimizin birçoğunda bu fuarlara yapmak istiyoruz. Tekstil makine fuarlarının ayrıcalığı şu, biz eskiden sadece tekstil kentiydik ama şu anda bu makineleri ihraç eden bir kent olduk çok şükür. Bizim 13 firmamız ile başladığımız bir sanayi bakanlığı projemizle yurt dışına gönderdik. Birebir müşteri aramadık, ihracat destek ofisi sayesinde müşterileri bulduk ve arkadaşlarımız oraya pazarlığı bitirip makineleri vermeye gittiler. Teknoloji sürekli değişiyor tekstili bilmesek de cep telefonundan görebilirsiniz. Sürekli değişiyor ve yenileniyor. Bizim çalışanların şeflerin sürekli makineleri görmek için İstanbul’a gitmesi mümkün değil. Zaman geçtikçe makineler biraz daha hantal çalışmaya başlıyor. Ancak fuardaki makinelerin özelliği şu, Anadolu insanının sıcaklığıyla insanlar birbirlerini görmek, birbirini görünce de makineyi göstermek istiyor. Makinenin burasında bu, şurasında bu var diyerek bazen insanlarımız öyle yaratıcı oluyor ki, o eski makineniz çok daha verimli çalışmaya başlayabiliyor. Bu fuarların özelliği de bu.

Atış alanının o bölgede bir şehir kuracağız, karma olmayacak. Herkesin yeri belli olacak, çarşısı, TOKİ’si olacak. Bu fabrika ve okul servisleri trafiği de çalışanları da rahatsız ediyor. Adam evine akşam 1.5 saate gidiyor sürekli dur kalk. Alanda camisi, okulu pastanesi her şeyin olduğu bir bölge olacak. Benim kafamda, atış alanı Karacasu Kampüsü, Küçük Sanayi, Otogar ve Üniversite ile EXPO alanı arasında bir demiryolunu Belediye başkanımızla konuşup sürekli gidip gelen bir hat olabilir mi diye düşünüyorum. Bunu derken, bunları düşünüyoruz çalışıyoruz ama biz şehre yakın, küçük sanayinin arkası da doldu. Bunları dağıtıp, daha parça parça farklı noktalarda oluşturmak istiyoruz. Türkoğlu’ndan gelen birisi için sanayi uzak mesela. Yeni dönemde bunların hepsinin planlamasını yapacağız ve bütün iş insanları için, çalışmak isteyen insanlar için bu imkanları sağlayacağız.

KMTSO ilk kez bir seçime gidiyor. Daha önce demokratik olmayan bir yer değildi, birlikte yapalım diyerek kol kola yürüdüğümüz bir yerdi ama bu seçimde farklı adaylarla çıkıyoruz. Sonucu hep birlikte göreceğiz. Bu seçim benim ya da birinin seçimi değil. Bu seçim en başta konuştuğumuz pandemiyle ilgili çok hızlı değişen Dünya’nın çok hızlı ve doğru karar vermesi gerektiği bir seçim. Yani bu seçim benimle sizin de değil, bu seçim çocuklarımızın seçimidir. Bizim onlara borç mu yoksa bir şeyler mi bırakacağımızın seçimi. Bu seçimi doğru değerlendirmek ve doğru okumak zorundayız. Bu seçimi yaparken arkadaşlardan ricam şu yada bu kriteriniz değil, kriteriniz çocuklarınız olsun. Onlar için yapmış olduğunuzu unutmayın. Sizin vermiş olduğunuz kararın bedelini siz ödeyeceksiniz, size akıl verenler ödemeyecekler. O yüzden lütfen biraz daha dikkatli odanıza sahip çıkın.”

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER