Kahramanmaraş 1980 öncesi ülkede yaşanan iç savaşın doruk noktası haline gelip insanlığın en vahşet dolu görüntülerine tanık olarak 12 Eylül’e girişte bir utanç sayfası olarak tarihte aldığı yerinden dolayı biz içinde yaşayanlar 33 yıldır bunun ekonomik kültürel ve sosyal açıdan çok acı faturasını ödedik.
Şimdi Kahramanmaraş olaylarının 33. yıldönümüne günler kaldı. Geçtiğimiz yıl ortaya çıkan mayhoşluğun bu yıl yaşanmaması için hepimizin bir şeyi çok iyi bilmesi gerektiğini düşünüyorum.
İstiklal savaşını Alevi-Sünni-Türk-Kürt hep birlikte verdik. Tek bir Allah var, hepimiz inanıyoruz. O halde nedir bu ayrılık.
Alevilik Orta Asya’dan Anadolu’ya süzülüp gelen eşsiz zenginliklerden biri olan, bu toprakların özünde mayasında vardır.
Bir inanç doğru birleşirse insanlığın kurtuluşu, yanlış bilinirse felakettir. İyi bir Alevi İyi bir Sünni’dir. İyi bir Sünni de İyi bir Alevi’dir.
Hz. Muhammed kainatın güneşi, Hz Ali’de kainatın ayı gibidir. Güneşsiz Ay, Aysız Güneş olmaz.
Yıllar Önce Çorum’da, Maraş’ta Sivas’ta bir kumpasın kullanışlı birer parçası olarak seçilenler ateşe su taşımak yerine onu harlayarak Alevi ve Sünni kardeşler arasında tamiri bir hayli zaman alacak oyunun parçası olmuşlardır.
Hem şer güçleri emellerine ulaştırmanız hem de Sivas’ta Çorumda Maraş’ta bu kirli oyunları planlayıp sahneye koyanların ortaya çıkarmalarını sağlamamız gerek. Yapmamız gereken onların adalet önünde hesap vermelerini sağlamak içinde yeni oyunları sahneye koyanlara alet olmamalıyız dün olduğu gibi bugünde memleketi karıştırıp, milleti düşman kamplara ayırmak isteyen dış güçlerin varlığının ortada olduğunu unutmamalıyız..
Hepimizi birleştiren ve aynı ortak ‘Ehl-i beyt sevgisi’dir.
12 Eylül Öncesi birbirlerine ‘kahrolsun’ diye bağırıp sonunda Mamak hücrelerini birlikte paylaşmak zorunda kalanları hatırlayıp (Hücreleri paylaşanlar neden Türkiye’nin güzelliğini paylaşmasınlar Alevi-Sünni, Kürt-Türk diye kavgaları paylaşanlar neden hoşgörüyü ve sevgiyi paylaşmıyoruz. Biz Alevi’siyle Sünni’siyle Türkiye’nin zenginiyiz) demeliyiz
Anadolu erenlerinden Mevlana’dan (hoşgörüyü),
Pir sultandan (hak aramayı) Yunus’tan (insan sevgisini) geçmişten ise ders alıp almayı öğrenmeliyiz.
Eline, beline, diline hakim olan, Kuran-ı hak kitap, Hz. Muhammed’i resul, Hz. Ali’yi önder kabul eden, insan sevgisi ile dolu tüm canlara selam olsun.
Büyük hünkârın belirttiği gibi “Bir olalım, iri olalım, diri olalım gelin canlar bir olalım”
İyi tatiller.
(09 Aralık 2011 Sabah Gazetesi Güney ekinden alınmıştır. Sırrıberk Arslan’nın köşesidir)