banner711

ÜNAL, “DİMDİK AYAKTAYIZ”

ÜZERİMİZE DÜŞEN GÖREVİ YAPTIK

ÜNAL, “DİMDİK AYAKTAYIZ”

 AK Parti TBMM Grup Başkanvekili ve Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal, biz ortak hükümet kurmak için her yolu denediklerini ancak, muhalefetin bu yanaşmadığını söyledi. Ünal, konuşmasında MHP lideri Devlet Bahçeli'ye de saygı davetinde bulundu.

Necip Fazıl Kısakürek Kültür Merkezi'nde cumartesi günü düzenlenen AK Parti İl Danışma Meclisi toplantısına AK Parti TBMM Grup Başkanvekili ve Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal, Milletvekilleri Nursel Reyhanlıoğlu, Veysi Kaynak,  İlker Çitil, Uğur Dilipak, eski dönem vekilleri Mehmet Sağlam, Yıldırım Ramazanoğlu, Fatih Arıkan'ın yanı sıra Büyükşehir Belediye Başkanı Fatih Mehmet Erkoç, ilçe belediye başkanları, AK Parti İl Başkanı Metin Doğan, AK Parti İlçe Başkanları ve partililer katıldı. 
AK Parti İl Başkanı Metin Doğan, yaptığı konuşmada ülkenin zor günlerden geçtiğini söylerken; AK Parti Kahramanmaraş teşkilatının her zamankinden daha istekli olduğunu kaydetti. "Hepinizin bildiği üzere ülkemiz zor günlerden geçiyor. Terörle 4 koldan, siyasi irade ve güvenlik güçlerimiz mücadele ediyor. İnşallah bu geçici karanlık günler, kısa sürede aydınlığa kavuşacak ve bu topraklar, bu millet hak ettiği yere en kısa zamanda kavuşacaktır" diyen Metin Doğan, şunları söyledi:
KİM BAŞARISIZ KİM BAŞARILI ORTADADIR
"7 Haziran seçimlerinden sonra bir hükümet kurma ihtimali oluşmadı ve Kasım ayı içerisinde ülkemiz yeniden seçimlere gidecektir. AK Parti Kahramanmaraş Teşkilatları hem önceki dönem il başkanlarımızın başkanlığında hem de bizlerin il başkanlığı döneminde bütün seçimlerden başarı ile çıkmıştır. Her an dimdik bir şekilde heyecanını muhafaza ederek yapılacak seçimlere hazırdır. Kahramanmaraş Teşkilatları, 14 Ağustos 2001'deki kadar heyecanlıdır, azimlidir, aşkını ve şevkini muhafaza etmektedir. Önümüzdeki seçimlerde Kahramanmaraş'ı rekor bir oyla Türkiye birincisi yapmaya hazırdır.
Geçen haftalarda yaptığım konuşma üzerine bir partinin İlçe Başkanı bana cevap vermiş. AK Parti İl Başkanı kendi başarısızlığımızı örtmek için bize saldırıyor, genel başkanımıza saldırıyor demiş. Bu arkadaşın mensup olduğu partinin Kahramanmaraş'ta 2 tane milletvekili var. Yaklaşık yüzde 20 oyu var, benim il başkanı olduğum partinin Kahramanmaraş'ta 6 milletvekili var. Yüzde 62 oyu var. Bu arkadaşın ilçe başkanlığı yaptığı Onikişubat'ta benim ilçe başkanım yüzde 70'lere yakın oy alıyor, kendileri yüzde 20'leri dahi zor buluyor. İlçe Başkanı olarak kendisi mi daha başarılı Ahmet Özdemir mi daha başarılıdır. Herkes konuşurken haddini bilmelidir. Realiteyi ve aldığı oyları okumalıdır. İlçenin sahibiymiş gibi bir kibir ile bize cevap vermeye kalkmamalıdır. Biz bu milletin ta kendisiyiz. Biz bu şehrin özüyüz, kendisiyiz. Hiç kimse millet adına, bize rol biçmeye, hesap sormaya kalkmasın, aksine milletin yegâne temsilcisi, bu şehrin yegane temsilcisi AK Parti kadrolarıdır. Birilerine hesap sorulması gerekirse, bu hesabı millet adına soracak yegâne irade de AK Parti'dir.
Yapılacak seçimde yeniden halkın arasına çıkacağız ve karış karış, kapı kapı dolaşacağız. İnşallah bu kutlu davayı, bu yeni Türkiye Sevdasını herkese anlatacağız. Bu kürsüden de birkaç kez ifade ettiğim üzere Kahramanmaraş'ta yaşayan her seçmen AK Parti'ye oy verebilecek durumdadır. Son seçimlerde yüzde 38'lik kısım bize oy vermemişse, bizim bu kişilere ulaşamamamızdandır. Bizim hizmet sevdamızı yeterince anlatmamamızdan kaynaklanmaktadır.  Biz inşallah milletimize gideceğiz, milletimiz ile hem hal olacağız. Onun gönlüne girmenin, onun kalbine girmenin, onun yüreğine hitap etmenin cümlelerini kuracağız. Yeniden o yürekleri kazanacağız."
BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANI
İl Danışma Meclisi Toplantısındaki konuşmasına terör olaylarında şehit düşen güvenlik görevlilerine rahmet dileyerek sözlerine başlayan Büyükşehir Belediye Başkanı Fatih Mehmet Erkoç ise şunları kaydetti:
"Bulunduğumuz coğrafya bizim her zaman dik durmamızı gerektiren coğrafyadır. Her zaman teyakkuzda olmamız gereken bir coğrafyadır. Çünkü bizim medeniyetimize olan saldırılar yüz yıllardan bu yan devam etmektedir. Bazen Dış güçlerin direk saldırısı bazen de içerideki maşaları ile yaptıkları saldırılardır. Bugün Türkiye'miz Ortadoğu'nun istikrar merkezi durumundadır. Dünya'daki yüz milyonlarca mazlumun umudu olan bir ülkeyiz. Ortadoğu başta olmak üzere Dünya'daki bu haksızlıkların önlenmesi Türkiye'nin güçlü tavrına bağlıdır. Çünkü bu haksızlıklara tek tavır koyan, Türkiye'mizdir. Türkiye'yi de bu kaos ortamına çekmeye çalışan güçler içerideki satın aldıkları güçlere güvenlik güçlerimize haince saldırmaktalardır. Ülkemizin huzurunu bozmaya çalışmaktalar. Biz inanıyoruz ki, bu hainlere derslerini güvenlik güçlerimiz verecek, biz inanıyoruz ki, nasıl bu tür insanlara ve bunların yandaşlara birçok cephe de yüz yıllarca cevap vermişsek, bunlara yine hak ettiğini vereceğiz. Bundan hiçbir kuşkumuz yoktur. Bizde görevimizi layıkıyla yerine getirmeye çalışıyoruz. Büyükşehir olarak Kahramanmaraş'ımızın sorunlarını çözmek için yoğun gayret içerisindeyiz. Kış aylarında Kahramanmaraş yoğun yağış almaktadır. Bir saat içerisinde onlarca metreküp su, yağmur düşmektedir. Bunun önlemi Kuzey Kuşaklama Kanalı idi. Çaresi buydu. Bununla ilgili gerekli çabaları gösterdik. Başta grup başkanvekilimiz olmak üzere milletvekilimizin gayreti ile Kuzey Kuşaklama Kanalını programa aldırdık. Oradaki kamulaştırma problemlerini biz belediye olarak hallediyoruz. Onlarda programdaki işi bu yılın içerisinde ihale edeceklerdir. Bunu çok hızlı bir şekilde bitirecekler. Böylelikle Ahır Dağı'ndan Kahramanmaraş'ımıza gelen selleri de önleyeceğiz. Bu Kahramanmaraş'ın tarihi problemlerinden bir tanesiydi.  Atıksu Tesisi'nin inşaatına önümüzdeki günlerde başlayacağız. Müteahhit firmaya öbür ayın başında yer teslimini yapacağız ve Kahramanmaraş'ın temel problemlerinden bir tanesi de çözülmüş olacak. Güney Çevre yolu ile ilgili çalışmalarımızı da hızlandırdık. Sayın Başbakanımıza bunu sunmuştuk. Ulaştırma Bakanımızın emri ile çalışmalar başlamıştı. Kahramanmaraş için  Güney Çevre yolu çok acildir. Çünkü oraya Lojistik Merkez yapılıyor. Lojistik Merkezi yapıldığında, Adana İstikametine giden araçlar yola sığmamaktadır. Lojistik Merkezi yapıldığında da Tükiye'nin 17 merkezinden bir tanesi olacak. Tüm tren ve karayollarının birleştiği nokta olacak. Tırlar, yükü tren hattına teslim edecektir. İnşallah bu sorunu da çözüyoruz. Kahramanmaraşlı hemşerilerimize vermiş olduğumuz sözleri yerine getirme çalışması içerisindeyiz.
Şeyh Adil Mezarlığı'nın kapasitesi dolmuştu, biz bunun için yeni çözüm yolları aramanın gayreti içerisinde olduk. Daha önce Belediyemizin yapmış olduğu Hasancıklı Mezarlığı vardı. Seçim çalışmaları sırasında vatandaşlarımız bize sordu. Buranın bir kısmı, mezarlık olarak devam edecek, biz başka alanda yeni mezarlık çalışması yapacağız dedik ve bu sözümüzün gereğini de yerine getirme gayreti içerisindeyiz. DSİ Şube müdürlüğü ile ilgili bir anlaşma yaptık. Tabi bu süreç alıyor. Hemen ihaleyi yaptık. Şuan inşaatlar hızla devam ediyor. DSİ Bölge Müdürlüğüne taşınacak ve orayı da bize teslim edecekler. Devrettiklerinde oranın bir kısmını mezarlığa katacağız. Bizim amacımız Kahramanmaraş'ın en az yüz yıllık mezarlık problemini aşacak mezarlık yapma gayreti içerisindeyiz. Tabi bunu içerisinde maliyet problemi de var. Kahramanmaraş, büyükşehir bütçesi bellidir. Biz mevcut gelen bütçeler ile yetinmiyoruz. Kaynak üretmeye çalışıyoruz. Kamuya ait kaynakları, atıl vaziyetteki kaynakları inşallah Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesine aktarma gayretimiz var. Gecemizi, gündüzümüze katarak nasıl kaynak oluşturacağımızın gayreti içerisindeyiz. 20 yıl ödemeli bir kaynak peşindeyiz. Altyapı işleri ile bunları daha da hızlandıracağız. Çünkü 7 yılı ödemesiz, geri kalan 20 yılda ödenecek bir kaynak ürettik. Emniyet Müdürlüğü'müzün binasında geçmişte oturamaz raporu vardı. Emniyet Müdürlüğü'müze belediye binalarımızdan yeni yerler tahsis ettik. Onlarda yeni yerlerine taşınacaklar. Kentsel Dönüşüm ile ilgili çalışmalarımız devam ediyor. Kahramanmaraş'ı modern kent yapmak için yoğun gayret içerisindeyiz. "
CUMHURBAŞKANI'NA SAYGILI OLUNMALI
AK Parti Grup Başkanvekili Mahir Ünal da "Devlet adamlığı ahlakı ve siyaset ahlakı çok başka bir şeydir. Devlet ahlakı şunu gerektirir. Bu milletin yüzde 52 oy verdiği Cumhurbaşkanına saygı duymayı gerektirir. Siyasi ahlak, yüzde 41 oy almış bir siyasi partiyle ilgili konuşurken saygılı olmayı gerektirir" dedi. Ünal, yaptığı konuşmada, geçmişte milletin umut bağladığı liderlerin soldurulduğunu ama bu defa böyle bir şeye izin vermeyeceklerini söyledi.
Muhalefete ser eleştirilerde bulunan Ünal: "Yüzde 41 oy almış partiye ve yüzde 52 oy almış Cumhurbaşkanına karşı saygılı olunmalıdır" dedi. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye sorumluluktan kaçmakla eleştiren Ünal, koalisyon kurmak isteyenin şartsız bir şekilde gelmesi gerektiğini ifade etti. AK Parti'nin milletin ta kendisi olduğunu vurgulayan Ünal, Cumhurbaşkanı'nın anayasa uyarak seçim hükümeti oluşturacağını ve erken seçim kararı alacağını dile getirdi. Ünal şunları aktardı:
"7 Haziran öncesi sizlerle beraber bir seçim süreci yaşadık. Bir de 7 Haziran'dan sonra yaşadığımız bir süreç var. Önümüzdeki süreci 7 Haziran'dan sonra yaşadığımız sürecin millete nasıl anlatıldığı belirleyecektir. Çünkü siyasette projesi olmayan, siyasette vizyonu olmayan, siyaseti bir çözüm kurulu ve çözüm yolu olarak görmeyen yaklaşımlar, maalesef siyaseti bir polemik ve demagolojiden ibaret hale getiriyorlar. AK Parti teşkilatı olarak zihnimizde bazı şeyleri geliştirmemiz gerekiyor. 7 Haziran'dan sonra her birimiz tabloyu açık bir şekilde gördük. Türkiye'de siyasetin güçlü bir şekilde konsolite olmamasının  ne anlama geldiğini, siyasi istikrarın ne anlama geldiğini ve dolayısıyla siyasi  istikrar bozulduğu takdirde de ekonomik istikrarın bozulma durumunun ne hale geldiğini her birimiz açık bir şekilde gördük. Muhalefette siyaset yapanların, iktidar olmak için siyaset yapmadıklarını da gördük. 
Her şey milletin gözü önünde cereyan etti.  7 Haziran akşamı Sayın Başbakanımız, bir konuşma yaptı. Milletimizin kararı başımızın üstündedir, dedi. Çünkü biz 13 yıldan bu yana sözde kararda milletindir demenin mücadelesini veriyoruz. Milletin sandıkta tecelli eden iradesi başımızın tacıdır diyoruz. Milletimiz sandıkta böyle bir karar verdi ve bizim başımızın üstünde kabul ettik. Biz dönüp kendimize bakacağımızı söyledik. Gerekli muhasebeleri de yaptık. Yaptığımız kamuoyu araştırmaları ile 7 Haziran seçimlerinde aldığımız sonucu hangi faktörlerin etkilediği yönünde çalışmalar yaptık. Yüzde 41 oy, her demokrasi de çok ciddi ve yüksek bir oydur. En yakın rakibimize 16 puan fark atmışız. Mevcut siyasal sistem bizi tek başımıza iktidar yapmadı. Mevcut siyasal sistemin ne hale geldiğini hepimiz net olarak gördük. Biz 7 Haziran'dan durum değerlendirmesi yaptık. Bizde üzerimize düşen sorumluluğu daha bir samimiyet ile içtenlik ile yapma kararı aldık.
9 Temmuz'da Sayın Başbakanımız, Sayın Cumhurbaşkanımızdan hükümeti kurma kararı aldı. Ondan sonra kamuoyuna hükümeti kurma görevini almış, parti olarak ne yapacağımızı açıkça ifade ettik. Yol haritamızı anlattık. Öncelikle Türkiye uzun bir aradan sonra tekrardan ortak hükümet sürecine girmişti. 7 Haziran akşamı Devlet Bahçeli, çözüm süreci ortakları diyerek 3 partinin hükümet kurmasını istedi.  Olmazsa erken seçime gidilmesini istedi. Dolayısıyla kapıları kapattı. HDP'nin durumu ortadadır. Ortak hükümet kurmak için görüşeceğimiz Cumhuriyet Halk Partisi vardı. Cumhuriyet Halk Partisi ve AK Parti, bu ülkenin 2 zıt ana damar siyasi geleneğini temsil ediyor. Bu nedenle biz öncelikle istikşafı görüşmeler yapacağımızı söyledik. Ortak hükümet kurma zemini var mı, yok mu, onu keşfedecektik. Biz bir koalisyon kuralım diye o görüşmelere başlamadığımızı, baştan deklare ettik. Öncelikle ortak hükümet kurma zemini var mı, yok mu buna bakacağız. Dedik ki bunu aynı zamanda MHP ile de yapmak istiyoruz. Bu nedenle Genel Başkanımız bütün partilerin genel başkanı ile bir görüşme yapılacağını söyledi. Sonra 2 parti ile istikşafı görüşmelere başlayacağız dedi. Sonra ortak hükümet kurma zemini var mı, yok mu onun kararını verip, eğer bir ortak hükümet kurma zemini varsa, o partiyle o zaman ortak hükümet kurma çalışmalarına başlayacağız.
Bu ülkede öyle bir medya  var ki bir anda Ak'ı kara, karayı ak yapıyor. Biz gittik ve CHP Genel Başkanı ile görüştük. Heyet ile görüştük. MHP heyeti ile görüştük. O görüşme de bende vardım. MHP heyeti ile yaptığımız görüşme de Devlet Bahçeli muhalefette kalmak istediklerini söyledi. Bu görüşmeleri yapmayı da lüzumlu bulmuyoruz. Yine de temas halinde bulunduk. Biz CHP ile istikşafı görüşmelere başladık. 35 saat süren bu görüşmeler yapıldı. Bu görüşmelerde ortak hükümet kurma zemini var mı, yok mu buna bakıldı. Bir mevcut durum analizi yaptık. Bu görüşmeler bittikten sonra heyet başkanları, genel başkanlara sunum yaptılar. Genel başkanlarda bu sunumlar doğrultusunda, birbirlerine tekliflerde bulundular. Biz CHP'ye dedik ki, Türkiye'nin reform hedefli erken seçim hükümetine ihtiyacı var. Gelin beraberce bazı eksiklerini tamamlayarak, barajın düşmesi, taşımalı seçim sistemi gibi, bazı hususları mecliste beraber düzenleyelim, ve seçime gidelim, bu arada CHP'nin kurmayları, grup başkanvekilleri sürekli medya da konuşuyorlar. AK Parti 13 yıldan bu yana Türkiye'yi çok kötü yöneltmiştir. Biz restorasyon hükümeti, onarım hükümeti oluşturacağız diyorlar. 13 yıldır dış politikaları yanlış yaptık deyin, reformları yanlış yaptığımızı söyleyin, beraberce ülkeyi onaralım diyin. Biz onlara reform hedefli erken seçim hükümeti kurmayı önerdik. 
Onlarda bize 4 yıl süreli koalisyon kuralım dediler. Bu işin olmayacağı ortaya çıktı. Bize koalisyon teklif eden olmadı diyorlar. Koalisyon teklif edilmesi için bu yola çıkılmadı. Koalisyon kurmak için zemin oluşturulması için bu görüşmeler yapıldı. Tabi bu görüşmeler devam ederken, MHP ile de bu sürecin devam etmesi gerektiğini baştan söyledik. Tekrardan MHP ile görüşme yapacağımızı baştan ifade ettik. CHP ile görüşmeler sonlanınca MHP ile tekrar görüştük. Bu arada MHP şart üstüne şart sunuyor.  Hacı Bayram Camii'ne gidelim, Kur'an'a el basalım tarzında maalesef işin ciddiyetine de zarar veren açıklamalar yapılıyor. En başından 4 şartı olduklarını söylediler. Bunları kabul ederseniz, koalisyon kurarız dediler. Eğer ortak hükümet kurmayı konuşacaksak baştan şu şartım var, bu şartım var demeyin dedik. Maalesef MHP ile de bir ortak hükümet kurma çalışması başlatamadık. Buraya kadar biz her şeyi, milletle paylaştık. Her şeyi şeffaf ve net ve dürüst şekilde paylaştık. Anayasa'nın 114'üncü ve 116'ıncı maddesi, devreye girecek. Cumhurbaşkanı devreye girecek. Bir seçim hükümeti kurulacak. Bunların derdi, kurulan seçim hükümetini bu AK Parti hükümeti HDP ile bir araya gelmiş gibi gösterecekler. Böyle bir siyaset olmaz. Kendi negatif siyasetini devam etmek için, ülkeye kaos oluşturacak bir siyaset olabilir mi? Bunlar saha da karşınıza çıkacaktır. Sayın Başbakanımız gidip görevi iade etti. Mecliste bir hükümet kurma ihtimali olmadığı için görevi iade etti.
Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı bize hükümet kurma yetkisi vermedi diyecek. Cumhurbaşkanının hükümet kurma görevini vermesi için, öncelikle parlamento da hükümet kurma ihtimalinin olması gerekir. Süleyman Demirel'de zamanında Tansu Çiller'e hükümet kurma yetkisini vermemişti. Çünkü Cumhurbaşkanı bir hükümet kurma ihtimali gördüğü takdirde hükümet kurma görevini verir. Mecliste bir hükümet kurma ihtimali yok. MHP hiçbir azınlık hükümetine destek vermeyeceğini söyledi. Erken seçim olmaz, ortak hükümet olmaz, her şeye olmaz diyorlar. 45 günlük süre doldu. 24 Ağustos'ta görev sayın Cumhurbaşkanımızdadır. Anayasa 116'ya göre seçim yenileme kararını verebilir diyor. Anayasa 114'te Meclis Başkanı üye sayısını başbakana bildirir, teklif edilen başbakan üye sayısına göre siyasi partilere bakanlık teklifinde bulunur. İlgili siyasi parti teklifi kabul etmez, daha sonra vazgeçerse meclis içinden ve ya dışından bağımsızlar atanır diyor. Anayasa'nın hükmü bu konuda son derece açıktır. Anayasa'nın hükmüne karşı çıkacaksınız. 
MHP ve CHP seçim hükümetine üye vermeyerek, AK Parti ve HDP'yi seçim hükümetinde bir araya getirmiş olarak gösterecekler. Sorumluluktan kaçanlara siyasetçi diyemeyiz. Bu sorumsuzlara nasıl siyasetçi diyeceğiz. Öncelikle sorumluluğu alacağız. MHP'nin iktidar olma gibi bir niyeti var mıdır? Bu siyaseti neden yapıyorlar. Ne yapmak istiyorlar. Sayın Bahçeli, MGK toplansın, sıkı yönetim ilan edilsin diyor. Terör olayları bıçak gibi kesilsin diyor. Ne kadar keyifli, ne kadar konforlu bir hayat. Kenarda  bekleyeceksiniz, emir vereceksiniz. Sana bu hakkı kim veriyor. Bu millet sana yüzde 15 vermiş, yüzde 15 kadar konuşursun, daha fazla konuşamazsın. Herkes milletin kendisine verdiği temsil kadar konuşacaktır. Sen hangi hakla yüzde 41 almış, AK Partiyle böyle konuşabilirsin. Sen hangi hakla yüzde 52 almış, Cumhurbaşkanı ile böyle konuşabilirsin. Bilal'i ver, iktidarı al diyor. İktidar senin mi? Bunu isteyenler yarın Tayyip Erdoğan'ı ver, iktidarı al diyecekler. Böyle bir şey yok.  İktidar da milletindir. Kararda milletindir. Kimse bu milletin aklıyla, ferasetiyle alay etmeye kalkışmasın. Bu millete saygı duyduğunu söyleyeceksin. Bu milletin yüzde 52 oy verdiği, Cumhurbaşkanına her türlü hakareti edeceksin. Bakın devlet adamlığı ve devlet adamlığı ahlakı çok başka bir şeydir. Devlet ahlakı, bu ülkenin yüzde 52 oy verdiği Cumhurbaşkanına saygı duymayı gerektirir. Siyasi ahlak yüzde 41 oy almış bir siyasi parti ile konuşurken, saygılı olmayı gerektirir. Bu nedenle herkes siyaset yapacaksa, o siyasetin ahlakına uygun davransın.
ÜZERİMİZE DÜŞEN GÖREVİ                        YAPTIK
Dolayısıyla geldiğimiz nokta da biz üzerimize düşeni yaptık. Samimi bir şekilde yaptık. Açık bir şekilde yaptık. Milletle paylaşarak yaptık. Türkiye'de güçlü bir siyasi irade olmadığı zaman, güçlü bir siyasi istikrar olmadığı zaman ne olduğunu gördük. Bizim Ömer gibi Fidan'lar toprağa düşmemesi için verdiğimiz mücadele vardı. Bu terör olaylarını siyaset kurumu çözsün, TBMM çözsün diye risk aldık. Cuma günü şehit cenazesindeydik.  Şehidimizin babası son derece metanetliydi. Biz analar ağlamasın, fidanlar toprağa düşmesin diye risk aldık. Ben Dolmabahçe'de o koltuğa otururken aldığım risk Ömer'in toprağa düşmemesi içindi. Bunu anlayacak ne vicdan ve ne feraset var. O gün bize saldıranlar, hükümet kararını verdi, anladıkları dilden konuşmaya başladı, şimdi de bize saldırıyorlar. 11 Temmuz'da çözüm süreci bitmiştir diye terör örgütü açıklama yapıyor. 14 Temmuz'da KCK Eş Başkanı, devrimci halk savaşı başlamıştır diye açıklama yapıyor. 20 Temmuz'da hem DEAŞ, hem DHKP-C hem de PKK eş zamanlı olarak Türkiye Cumhuriyeti'ne karşı saldırı başlattılar. Ceylanpınar'da uykuları sırasında 2 polisimizi şehit ettiler. Binbaşımızı eşinin yanında şehit ettiler. Ondan sonra haince, kalleşçe, saldırılarına deva ettiler.PKK'nın yaptığı bu hain, bu kan dökücü eylemleri kınayan kim var. MHP AK Parti'ye saldırıyor, Cumhurbaşkanına saldırıyor, CHP'de aynı. HDP' de aynı. PKK, İŞİD, bölge de çıkarları olan uluslar arası başkentler, hepsi medya, aynı yere saldırıyor.
Erdoğan'ı 12'ye hedefe koymuş, bu adamların sizce amacı nedir? Hepsinin birbirinden farklı ama bir nokta da örtüşen amaçları var. Erdoğan'sız bir Türkiye istiyor. Erdoğan'sız Türkiye' yönetilebilir, diz çöktürülebilir bir Türkiye olacaktır. Bunlar medya patronlarının pijama ile başbakan karşıladığı günlerin geri gelmesini istiyorlar. Bunlar bankaların içinin boşaltıldığı, siyaset dışı aktörlerin, kendi siyasetini kurduğu siyasetin dizayn edildiği eski günlerin geri gelmesini istiyorlar. Farklı amaçlar tek bir noktada ortak bir amaç haline geliyor Erdoğan düşmanlığı, 'Erdoğanfobia' haline dönüşüyor. 2001'den sonra her ne pahasına olursa olsun, AKP'den kurtulmalıyız diyorlar. AK Parti milletin kendisidir. AK Parti sözünde kararında milletin kendisinde olması demektir. O yüzden ne pahasına olursa olsun, AKP'den kurtulmalıyız diyorlar."

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER