Kahramanmaraş'ta üniversite rektörü, bazı yerel yöneticiler, sivil toplum kuruluşu temsilcileri, siyasi partilerin yöneticileri, Mursi hakkında idam cezası verilmesine tepki gösterdi
Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi (KSÜ) Rektörü Prof. Dr. Durmuş Deveci, Mursi hakkında alınan söz konusu kararı, bilimsel ve ahlaki sorumluluk gereği kınadıklarını söyledi. Deveci, karara ilişkin şunları kaydetti: "Evrensel hukukun, temel hak ve özgürlüklerin savunucusu olan üniversitemiz, demokrasiden uzaklaşıldığı dönemlerde verilen hukuki kararların adaletten ne kadar uzak düştüğü gerçeğini aziz milletimizle birlikte hatırlamaktadır. Bu nedenle Mısır'ın meşru devlet başkanı hakkında verilmiş idam kararının onanmasını, bilimsel ve ahlaki sorumluluğumuz gereği şiddetle kınıyor, kararın aklıselim ile tekrar gözden geçirilmesini istiyoruz."
İKTİDARIN İL BAŞKANI NE DİYOR
AK Parti İl Başkanı Metin Doğan ise Mısır'ın seçilmiş Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'ye karşı darbeci Sisi'nin yürüttüğü kampanyanın sahte yargısal boyutlarla ileri bir aşamaya geçtiğini belirtti. Darbe hükümetince oluşturulan mahkemeler tarafından verilen idam kararlarının, yine darbe hükümetinin tesiri altında olan temyiz mahkemeleri tarafından onanmasının hukuki bir değerinin olmadığını dile getiren Doğan, şunları kaydetti:
"Evrensel hukuk kurallarının en önemlilerinden birisi de adil yargılanma hakkıdır. Mursi'nin yargılandığı davalarda adil yargılanma hakkını düzenleyen tüm hükümler ihlal edilmiştir. Bütün bu hukuk cinayetlerine karşı da ne batı medyası nede batılı güçler hiçbir tepki göstermemektedirler. Oysa Batıdaki en ufak hukuksuzluklara karşı yüksek sesle tepki verenlerin Mısır'da seçilmiş Cumhurbaşkanını idam sehpalarına götüren kararlara herhangi bir şekilde bir tepki göstermemeleri sanki bu kararların serbest mahkemeler tarafından alınmış meşru kararlar gibi değerlendirilmek suretiyle bu kararlara sessiz kalmaları da affedilemez."
MERKEZ İLÇE BELEDİYE BAŞKANLARI
Onikişubat Belediye Başkanı Hanefi Mahçiçek, Mısır'da Muhammed Mursi ile Müslüman kardeşler hakkında verilen kararın, uluslararası örgütlerin ya da bir çalışmanın ürünü olduğunu söyledi. Olayın, Müslüman ülkelerde yönetimleri tasfiye etmek için yapılmış bir kurgudan ibaret olduğunu vurgulayan Mahçiçek, şunları kaydetti:
"Bu kurguda maalesef Mısır'da başarıya ulaştılar. Allah'a şükür Türkiye'de defalarca kurgu yapmalarına rağmen muvaffak olamadılar. Bizim için kıvanç meselesi ama Mısır da bizim Müslüman kardeşlerimizin yaşadığı bir ülke. Halkın iradesiyle seçimle gelmiş bir Cumhurbaşkanının despot kurgular tarafından alaşağı edilmesi ya da görevden uzaklaştırılması, eğer demokrasi diyorlarsa dünyanın en büyük demokrasi ayıbıdır. Bu bir vahşettir. Müslüman ülkeler üzerinde oynanan oyunlar inşallah Allah'ın yardımı bizlerin de çalışmasıyla bozulacaktır. İnşallah zulüm hiçbir zaman abad olmayacaktır. Cenab-ı Allah'ın vadettiği günler inşallah gelecektir."
Dulkadiroğlu Belediye Başkanı Necati Okay ise kararı şiddetle kınadıklarını ifade etti. Seçilmiş bir yönetimin ancak demokratik yollarla görevden alınması gerektiğini vurgulayan Okay, "Bu çağ dışı uygulamanın yanlış olduğunu, demokratik yollarla seçilmiş olan kişinin ancak demokratik yollarla görevden alınması gerektiğini düşünüyorum. Halkın iradesiyle seçilen insanlar halkın duygu ve düşüncelerini temsil etmektedir. Bu elim olayda halkın iradesi katledilmek istenmiştir. Bu çağ dışı olayı şiddetle kınıyor bu kararın doğru olmadığını bir kez daha dile getiriyorum" diye konuştu.
İSLAM DÜNYASI
DAYANIŞMA PLATFORMU
İslam Dünyası Dayanışma Platformu Sözcüsü Haki Demir ise kararın hukuk katliamı olduğunu söyledi. Darbelerin ilk mağduru ve maktulünün hukukun kendisi olduğunu vurgulayan Demir, Mısır'da gerçekleşen hadisenin de aslında "İslam'a karşı açılmış, 3. dünya savaşının ana karargahlarından birine karşı yöneltilmiş" bir olay olarak değerlendirdi. Mısır'daki olayı, İslam'ın dünya sahnesine çıkmasının önünün kesilmesi olduğunu vurgulayan Demir, şunları kaydetti:
Muhammed Mursi'nin sadece seçim yoluyla iktidara gelmiş olmasından ya da ona karşı yapılmış bir hadiseden bahsetmiyoruz. İslam'ın yeniden dünya sahnesine çıkma hamlesinin önünün kesilmesi bakımından, Türkiye'den sonra ikinci karargahı olan Mısır'daki İhvan-ı Müslim hareketinin lideri ve onun hükümetinin önünün kesilmesi meselesi çok büyük bir hadise. Soğuk savaş anlamında açılmış 3. dünya savaşı, Türkiye ve Mısır'daki karargahlara yapılan saldırıydı. Aynı zamanda Türkiye'deki hükümete karşı yapılan saldırılarda Türkiye'de aynı neticelerin meydana gelmemesi Türkiye'deki kadroların daha tecrübeli olmasından, daha ferasetli olmasındandı. Tabi bu Mursi'nin de ferasetinin eksikliğinden değil de fırsat bulamadılar. Hükümet olduktan bir yıl sonra darbeyi yaptılar:" (AA)