Ertuğrul Tanrıverdi, dünya pamuk piyasasında önemli bir oyuncu olan Türkiye'nin, bu alandaki öneminin gittikçe arttığını belirti.
Dünyada önemli bir konuma sahip beyaz altın olarak nitelendirilen pamuğun satışı ile ilgili kuralları içeren eğitim semineri KMTSO’da yapıldı. Eğitimler pamuk alım satım kurallarını yaygınlaştırmak için düzenleniyor.
1841 yılında kurulan Uluslararası Pamuk Birliği (International Cotton Association-ICA) dünya pamuk ticareti ve tahkim kuruluşu olarak ham pamuk alım ve satımına ilişkin kuralları belirliyor. Dünya pamuk piyasasında önemli bir oyuncu olan Türkiye’nin, bu alandaki önemi gittikçe artıyor. Türkiye, hem üretici ülke olup, hem de yoğun miktarda pamuk ithalatı yapıyor ve bu işlemler ICA kuralları çerçevesinde yürütülüyor. 2014 itibariyle yaklaşık 2,5 milyar dolar pamuk ithalatı yapan Türk sanayicisinin ICA kurallarına dair bilgilere ulaşması çok önemli görülüyor.
Kahramanmaraş Ticaret ve Sanayi Odası’nın sponsorluğu ve ev sahipliğinde gerçekleştirilen, Uluslararası Pamuk Birliği’nin en önemli eğitim programlarından "Pamuk Kontratları ve ICA Kuralları" eğitimi dünyanın önemli pamuk alıcısı Türk işadamlarının yazılı kontratlarla global ölçekte ticari haklarını korumayı ve kaliteli pamuk elyafı ticaretinin gelişmesini amaçlıyor. Yerli ve yabancı birçok katılımcının iştirak ettiği toplantıda, düzenlenen kurallar hakkında ayrıntılı sunumların yapıldığı eğitim programına ICA İcra Direktörü, Kai Hughes, ICA İcra Direktörü DerekTanner'in de katıldı. KMTSO Meclis Salonu'ndaki eğitimin açılış konuşmasını yapan Ertuğrul Tanrıverdi, dünya pamuk piyasasında önemli bir oyuncu olan Türkiye'nin, bu alandaki öneminin gittikçe arttığını belirterek: "Türkiye net pamuk ithalatçısı. Yaklaşık 700 bin ton üretimimiz, 1 milyon 400 bin ton civarında tüketimimiz var. Bu şartlar altında uluslararası ticarete mecburuz. Uluslararası ticaretin sorunları noktasında ICA devreye giriyor” dedi.
Tanrıverdi şunları dile getirdi: “ICA tam bu noktada devreye giriyor. Öncelikle amaç anlaşmazlıkları engellemek. Sıfır arbitrasyonu sağlamak veya bu engellenemezse tarafsız şekilde çözmek. Bütün yapı bu sistem üzerine kurulmuş. Peki Türkiye bu resimde nerede duruyor. Maalesef Türkiye bu resme uzaktan bakıyor. Zaman zaman dertli meslektaşlarımdan telefon alıyorum. Bir kontratta söyle bir problemim var, ne yapabilirim? Ben yapılması gerekenleri bildiğim kadarı ile anlatıp izlenmesi gereken prosedürü tarif ediyor, neler olabileceğini anlatıyorum. Biraz beraber kızıp söyleniyoruz, sonar telefon kapanıyor. ICA ile ilk temas bu şekilde gerçekleşiyor, bir sonraki probleme kadar başka da bir iletişim olmuyor.
ÜLKEMİZİN MENFAATİ İÇİN DAHA ÇOK AKTİF OLALIM
Tabii burada söyle bir nokta var, Türkiye’de bu sektörün üyeleri iyi niyetli. Alıcı, satıcı ve aracılarımız islerini iyi yapıyorlar ve daha da iyi yapmaya çabalıyorlar. Ancak problem bu işin tabiatında var. Problem çıktığı zaman çözüm yolundan hep beraber şikâyet ediyoruz, hâkli olduğumuz çok nokta var ancak düzeltmek için aksiyona geçmiyoruz. ICA toplantılarına katılmıyoruz, üye olmuyoruz, komitelerde görev almıyoruz, oylamalara katılmıyoruz. Türkiye’den iplik üreticisi üye firma sayısı sadece dört. Üye firma olmadığı için ICA bünyesinde görev alacak isim bulamıyorlar. Bu kadar etkin ve büyük olduğumuz, repütasyonumuzun bu kadar iyi olduğu bir platformda çok daha faal olalım. Sektörümüzün ve ülkemizin menfaatlerini on plana çıkarıp bu kurumdan sonuna kadar yararlanalım.”