1-31 Ekim Meme Kanseri Bilinçlendirme Ayı olduğunu belirten Çitil, Meme kanseri konusunda İl Sağlık müdürlüğü olarak vatandaşlarımızı bilhassa da kadınlarımızı bilgilendirmek amacıyla çeşitli programlar düzenlediklerini söyledi. 

Her 8 kadından birinin meme kanserine yakalandığını belirten Müdür Çitil, konuyla ilgili olarak şunları söyledi: 

"Meme kanseri, tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de kadınlarda en sık görülen kanser türüdür. Her 8 kadından birinin hayatının belirli zamanlarında meme kanserine yakalanacağı bildirilmektedir. Meme kanserine karşı en iyi koruyucu yöntem erken teşhistir. Kanser yayılmadan önce teşhis edilirse yüzde 96'ya kadar varan oranlarda, kişi yaşam şansına sahip olur. Bu kapsamda tüm dünyada olduğu gibi, ülkemizde de 2004 yılından itibaren '1-31 Ekim Meme Kanseri Bilinçlendirme Ayı' olarak eğitim ve taramalarla değerlendirilmektedir.

Meme kanseri belirtilerini sıralayacak olursak; memede uzun süren ağrısız bir kitlenin varlığı, meme yüzeyinde renk değişikliği ve kalınlaşma, meme başında kızarıklık, kanlı akıntı ve içeri doğru çökme olması, meme şeklinde ve meme başlarında değişiklik olarak kendini gösterir.

Meme kanserine sebep olan risk faktörleri arasında; 50 yaş üzerinde olunması, yakın akrabalardan biri meme kanseriyse, (anne veya kızkardeş meme kanseri ise, 2-3 kat daha fazla), daha önceden diğer memede kanser tespit edilmiş olması, adet görmeye 12 yaşından önce başlamış olması, hiç gebe kalmamış olması, adet görmesi 50 yaşından sonra da devam ediyor olması gibi sebepler yar almaktadır.

Araştırmalar, meme hücreleri içerisinde, meme kanser riskini artıran bazı genler olduğunu göstermektedirler. Genetik değişiklikler, aileden olabilir veya hayat boyu gelişebilirler. Meme kanseri genellikle tek bir hücrede başlar. Günümüzde meme kanserinin nedeni ve nasıl gelişim göstereceği tam olarak bilinmemektedir.

İnsan, yaşamında meme kanserine sebep olacak herhangi bir yanlış yapmamış olsa da bu hastalığa yakalanabilir. Meme kanseri bulaşıcı değildir, başka bir hastadan bulaşmaz. Meme kanseri, stresle veya memeye travmayla (darbeyle) meydana gelmez. Meme kanseri gelişen çoğu kadının risk faktörü veya ailesinde hastalığa ait bir hikâye yoktur.

Meme kanseri erken tespit edilesi konusuna değinecek olursak; kanser taraması, kanser hastalığının tedavisinden çok daha kolay ve etkili bir yöntemdir. Erken evrelerde kanser vakalarını yakalamak için test ve muayeneleri yapılmaktadır. Kadınların birçoğunun kendi kendilerine yaptıkları muayenelerde, meme kanserini erken evrede yakalayabilmektedir. Yirmi yaş üzerindeki kadınlar, her ayın belirli döneminde kendi kendileri muayene edebilirler. Bu muayene sırasında meme dokusunda farklılık olup, olmadığı araştırılır. Eğer bir değişiklik tespit edilirse derhal hekime başvurulmalıdır. Bir değişiklik saptanmasa bile, üç yılda bir kez hekim tarafından muayene edilmelidir.

Meme muayenesi taraması için Halk Sağlığı Müdürlüğümüze bağlı olarak faaliyet sürdüren KETEM'e başvuran bayanlara klinik meme muayenesi yapılır, Mamografi çektirilir. Gerekli olması durumunda meme USG, meme MR çektirilir. Şüpheli bir kitle varlığında uzman hekimler eşliğinde biyopsi yapılarak tanı konulur. Sonuçlara göre kontrole davet edilir.

Ulusal Tarama Standartları gereğince Ketem' de yürütülen kanser tarama hizmetleri arasında;

*Meme kanseri taraması için 50-69 yaş aralığında iki yılda bir mamografi,40 yaş üzeri ailede kanser öyküsü olanlarda yılda bir kez mamografi taraması yapılır.

*Serviks kanseri taraması için 30-65 yaş aralığındaki bayanlar 5 yılda bir pap smear testi yapılır.

*Kolorektal kanser taraması için 50-70 yaş arası kadın ve erkekler yılda bir kez gaitada gizli kan(GGK)testi, on yılda bir ise kolonoskopi yaptırılmaktadır.

Yapılacak işlemler için belirtilen yaş aralığındaki tüm hizmetler ücretsiz olarak verilmektedir."

Haber: Ali EVRAN