banner711

BİZ BUNLARI HAK EDİYOR MUYUZ?

BİZ BUNLARI HAK EDİYOR MUYUZ?

 BİZ BUNLARI HAK EDİYOR MUYUZ?

 

Çevremize şöyle bir göz atalım.
Hem çevresel, insanlar bir takım yanlışları görüyoruz.
Toplanmayan çöpler, temizlenmeyen yollar, döküntü içerisindeki kaldırımlar, düzensiz çevresel etkiler…
Rastgele yapılan inşaat çalışmaları, düzensizliğe mahkum edilmiş trafik düzeni, etrafımıza bakmadan yürüyüşler.
Bazan düşünürsünüz kendi kendinize ve şöyle dersiniz:
"Biz bunları hak ediyor muyuz?"
**
Siyasette, ekonomide, sporda, kültürde, sanatta, günlük hayatta bir yığın sorun var.
Çözüm aşamasında olanların dahi 'soruna neden olduğu' bir zamanda yaşıyoruz.
Yetkisini kullanmayan yetkililer.
İlgisiz kalan ilgililer.
Sessiz kalan 'bizler.'
Sonra da aynı şeyi sessiz bir koro ile söylüyoruz:
"Biz bunları hak ediyor muyuz?"
**
Hak ediyor muyuz?
Hak etmiyor muyuz?
Aslında sorunun cevabı kendi benliğimizde gizli kalıyor.
Kimimize göre,' yaşadıklarımızı hak ediyoruz.'
Kimimize göre ise 'asla ve asla hak etmiyoruz.'
Hemen işin basitine kaçıp, Peygamberimizin "Her halk, hak ettiği gibi yönetilir!" hadisine sığınırız.
Elbette bu doğrudur.
Peki biz daha iyi yönetilmek için ne yapıyoruz?
**
Kahramanmaraş, büyükşehir statüsüne kavuştu.
Aradan 1 yıldan fazla zaman geçti.
Kanun, bizi büyükşehir insanı yaptı ama 'düşüncemiz' hala köy zihniyetinde.
Sonra da kendi kendimize aynı soruyu soruyoruz; sadece kendi kendimize olsa hoş ya… Bir de etrafımıza sorup, beynimizin ücra köşesindeki cevaba destek arıyoruz:
"Biz bunları hak ediyor muyuz?"
**
Ülkemizde 18 Mart 1924 tarihinde 422 kanun numarası ile kabul edilen, 7 Nisan 1924 tarih ve 68 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan bir kanun var:
"Köy Kanunu".
Bu kanunun 'Köy İşleri'ni düzenleyen İkinci Fasıl'ı 13. Maddesi "Köylünün mecburi işleri şunlardır" diyor ve bu maddenin 10. Fıkrası şöyle hüküm getiriyor: 
"10 - Her köyün bir başından öbür başına kadar çaprazlama iki yol yapmak (bu yollar köy meydanından geçecektir.)"
Bu hükmü okuyunca, şöyle düşünebiliriz:
"Hangi köyümüzde böyle bir durum var?
Hangi köyümüzde bu hüküm yerine getirilmiş?"
**
"Kahramanmaraş'ın bir başından öbür başına kadar çaprazlama iki yol var mı?" diye sorsam, Kahramanmaraş'ta yaşayanlar isyan edecek.
"Yahu Akif, Kahramanmaraş köy mü?"
Elbette cevabım hazırdır:
"Kahramanmaraş köy değil. Köy bile olamaz! Olsa olsa, köyün bir obası gibi olur!"
Haksız mıyım?
Bana göre 'haksız değilim.'
**
Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, bugün Kahramanmaraş'a teşrif edecekler.
Başbakanlığı öncesinde ve döneminde sayısız kez Kahramanmaraş'a geldiler.
Ama, şu andaki temsil makamının sahibi olarak ilk kez gelecekler.
Hoş geliyorlar, sefa geliyorlar.
Çünkü bizde misafiri 'saygı' ve 'sevgi' ile karşılamak esastır.
Siyasi görüşü bizi bağlamıyor.
Bugün akşamüzeri gelecekler, toplu açılış törenine katılacaklar ve törenin ardından da ilimizden ayrılacaklar.
Bu vesile ile Müftülük Meydanı'nda bir tören yapılacak.
Hazırlıklar devam ediyor.
Dün gece yarısına hummalı bir çalışma yapıldı.
Sayın Cumhurbaşkanımızın geçeceği güzergahlar 'cilalandı, boyandı, süslendi.'
Çok ta güzel oldu.
Yapanların ellerine sağlık!
**
Burada merak ettiğim birkaç konu var.
Soralım:
1. Bütün bu güzelliklerin yapılması için illa ki Sayın Cumhurbaşkanımızın gelmesi mi gerekiyor?
2. Sayın Cumhurbaşkanımız, teşrifleri sırasında sayısının 170 olduğu belirtilen tesislerin açılışını yapacaklar. Acaba bu tesisler hangileridir. Hiçbir yetkili, ilgili bir bilgi vermiyor. Açıklama yapmıyor.
3. Bu açılan tesislerin arasında daha önce çeşitli vesileler ile açılışı yapılan tesisler var mıdır?
Ayrıca Kahramanmaraş'ta vali, belediye başkanı, iktidar partisi il başkanı, ilgili kurumlara soruyorum: 
- Kahramanmaraş'ta son üç-dört yıl içinde yapılan toplu açılışların her açılış için ayrı ayrı listelerini açıklayabilirler mi?
Sanmıyorum.
İnşallah yanılırım da, bir yetkili çıkar ve cesaret göstererek bu açıklamayı yapar.
**
Pardon, şöyle diyordum:
"Biz bunları hak ediyor muyuz?"
Cevabını da siz verin, bir zahmet…

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER