AK Parti TBMM Grup Başkanvekili Mahir Ünal'ın, önceki gün partisinin il danışma toplantısında yaptığı konuşmada MHP Lideri Devlet Bahçeli'yi eleştirmesine partinin son günlerdeki gözde ismi olan MHP Onikişubat İlçe Başkanı Mehmet Şeker, sert tepki gösterdi. Mahir Ünal'ın konuşmasının medyaya yansımasının ardından yazılı bir açıklama yapan Şeker, "Milletimizin kararına son derece saygılıyız. Ancak bilmenizi isteriz ki '1 OY' dahi alsak doğruları söylemekten imtina etmeyecek, oy uğruna fırıştak gibi dönmeyeceğiz" dedi.

Mehmet Şeker, son zamanlarda AK Parti'nin merkez-taşra yöneticilerinin MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye hayâsızca saldırmaya başladıklarını kaydederek; "Malum merkeze selam çakarak siyasi ikballerini sağlama almayı uman çakma sniperlerin  'Don Kişot'luklarına kesinlikle itibar etmiyoruz. Bizi üzen şecaat arz edeyim derken sirkatini söyleyen merdi kıptilerin hâlâ bu toplumda karşılık bulmasıdır" dedi. Şeker, yazılı açıklamasında şunları söyledi:

"Bu eşhasın kesinlikle ülke umurlarında değildir. Aziz şehitlerimiz, kahraman gazilerimiz de umurlarında değildir. Vatandaşın can ve mal emniyeti de umurlarında değildir.  Bayrak, Ezan, Vatan, Analar bu tiplerin umurlarında olmayıp sadece dillerinde sakızdır Bunların umurlarında olan, korktukları tek bir şey vardır: O da rant düzenlerinin devam etmesi, hortumlara, yolsuzluklara, vurgunlara, hukuksuzluklara dur denilmesidir.

Ak Partinin umursuzlar korosunun bozuk senfonisine bu sefer de yüksek perdeden bir şahsiyet Sayın Ünal'ın katıldığını üzülerek öğrendim. Sayın Ünal'ın;  geçmişteki bazı hadiseleri tahrif ederek Partimize ve Genel Başkanımıza karşı hadsiz ve izansız isnat ve ithamlarını kınıyorum. Sayın Ünal, taşralı yöneticilerinizin ilgilenmediği Kahramanmaraş'ın sorunları ile biz sizin ilgilenmenizi beklerdik. Mesela kentimizin eğitim problemi var mı, sağlık problemi var mı, yol problemi var mı, sanayinin sorunları var mı, çevre problemi var mı… Burada rantiye, şantiye işleri nasıl gidiyor? Memleketimizin bakanına yakınlığınız hasebiyle belki bu konularda bir fikriniz ve zikriniz vardır onu sizden duymak isterdik. Ancak görüyoruz ki;  bu konularla ilgilenmek yerine kendinizce şark kurnazlığı yaparak 'akıllı görünmek çabası, çoğu zaman akıllı görünmeyi engeller' sözünü haklı çıkartıyorsunuz.

Sayın Ünal… Sizi artık cevap veremeyecek, ahirete intikal etmiş bir insan hakkında saygılı olmaya davet ediyoruz.  Bu meselenin aslını astarını herkes aynı zamanda siz de bilmektesiniz ancak utanmadan konuyu istismar ederek ölü eti çiğniyorsunuz. Buradan kendinize bir pay çıkartmayı düşünüyorsanız biliniz ki yanlış yerden medet umuyorsunuz. Sizi daha 'GENEL' konular hakkında konuşmaya davet ediyoruz.

Mesela Sayın Ünal… Zatı alinizin İmralı canisiyle görüşmeye gittiği yönünde basında haberler yer almıştı. Şahsınızın yalanlandığı ve böyle bir görüşmenin kesinlikle vuku bulmadığı yönündeki beyanlarınıza biz itibar etmiş bu konuda bir söz söylememiştik. Ki bu konuda iddia ve isnad sahipleri de yabana atılır kişiler değildi. Hatta Sayın Cumhurbaşkanının önce 'görüşen şerefsizdir, sonra görüştüyse devlet görüştü' sözlerini zatı alinizin referans alabileceği ihtimalini dahi dillendirmedik. Beyan ve açıklamalarınıza itibar etmekle yetindik, çünkü siz devlet görevlisi falan değildiniz niçin ve hangi sıfatla İmralı canisiyle görüşecektiniz?   Ancak artık kanaatlerimiz değişmeye başladı… Acaba Sayın Ünal yalanlamasına rağmen İmralı'daki itle görüştü, bunun açığa çıkacağı yönünde haberler aldı da bir telaşla mı yukarıdaki isnat ve iftiralarda bulundu diye aklımıza gelmeye başladı.

Öte yandan Genel Başkanımızın Partimizin aldığı oy kadar konuşması gerektiğini buyurmuşsunuz. Biz nasıl ve ne kadar görüştüğümüzü sizden öğrenecek değiliz. Dün olduğu gibi bu gün de aziz Milletimize karşı söyleyecek sözümüzü söyledik. Bazıları gibi fırıştak gibi dönmedik, nerede, ne zaman, ne dediysek aynısını her yerde her zaman söyledik. Kararı verecek olan Milletimizdir. Milletimizin kararına son derece saygılıyız. Ancak bilmenizi isteriz ki '1 OY' dahi alsak doğruları söylemekten imtina etmeyecek, oy uğruna fırıştak gibi dönmeyeceğiz. Aziz milletimizin sağduyusunun eğri ile doğruyu farkedeceğini, cambazların, sihirbazların er veya geç anlaşılarak bu milletin başından def edileceğine yürekten inanıyoruz.

Bir de diyorsunuz ki '. Şuanda devlet çözüm sürecini buzdolabına kaldırdı, terörle mücadele ediyor. Hem de daha öncekilerden daha kuvvetli şekilde ve yerli silahlarla.' Terör örgütüyle nasıl mücadele ettiğinizi hem de yerli silahlarla kamuoyu görüyor. Benim asıl merak ettiğim bu buzdolabının no-frost özelliği bulunup bulunmadığı? Şayet buzdolabınız no-frost özelliği olan bir dolapsa şerefsizleri bozulmadan muhafaza etmeyi düşünüyorsunuz diye anlıyorum. Sayın CB'miz de ihanet şebekesinin silahlarını gömmesini üzerini de betonla kapatmalarını önermişti hatırlarsınız.

Sayın Ünal… Biz; çözüm süreci zırvasından derhal vaz geçilmesini, bölücü teröristlerin silahlarını gömmelerini değil teslim etmelerini ve Yüce Türk Yargısı önünde yargılanmalarını, aksi takdirde son köpek terki can edene kadar mücadelenin ne bahasına olursa olsun devam edeceğini, etmesi gerektiğini söylüyoruz. Siz şeresiz mikropları buzdolabında muhafaza etmeyi öneriyorsunuz… İşte Sayın Ünal sizinle bizim aramızdaki fark bu.. Siz geçmişiniz hasebiyle Ülkücüleri çok iyi tanırsınız diye biliyorum. Yine de hatırlatmakta fayda görüyorum, Ülkücüler 'diz üstü yaşamaktansa, ayakta ölmeyi tercih eden' mümtaz insanlardır. Zatı alinizi bu veçheyle bizim hakkımızda daha nezih bir üslup kullanmaya davet ediyorum. Ancak hırsıza hırsız, katile katil, teröriste terörist diyebilirsiniz. Gelin hep birlikte diyelim.

Hatta hakiki 'ebter' olanlara, gelin hep birlikte; evladı olmayanlar soysuz değil, asıl  'soysuz' sizsiniz, sensin diyelim.    Ne demiş Yusuf Has Hacib atamız:"Aklın güzelliği dil ile, dilin güzelliği söz ile, kişinin güzelliği yüz ile, yüzün güzelliği göz ile belli olur.' Gelecek için zatı alinize güzellik dileklerimi sunuyorum."

(HABER MERKEZİ)