Çünkü Milli Eğitim Bakanlığı müfettişlerinin günler süren soruşturmasında ortaya ‘Çıkartılacak’ olan sonuç kimseyi idam etmeyeceğine göre öyleyse bu söylenenlerin doğru veya yanlış olduğu anlatacak tek kişi bu şehirde devleti temsil eden Sayın Vali Şükrü Kocatepe’ydi.
Öğretmenlerin kendi yakınlarını bile misafir ederken bin bir güçlükle karşılaştıklarından yakındıkları öğretmen evinden eşyalar nasıl olurda dışarı çıkartılır, bundan vali olarak bilginiz ve izniniz var mı diye sormuştuk Sayın Kocatepe’ye.
‘Vali beyden sorulara cevap alabildiniz mi?’ diyen eğitim camiası çalışanından ‘Bizim çocuklarımızı bunlar mı eğitecek’ diyen öğrenci velisinden ‘Kahramanmaraş bunlara layık değil’ diyen duyarlı vatandaşlarımıza kadar binleri aşan mail ve belge aldım. 7687 MB kotalı Mailbox kutumu iki defa boşalttım.
Şimdi buradan konuyu gündeme taşıdığım için teşekkür edenlere ‘Bu benim asli görevim’ cevabını verirken beni Sırrıbek Arslan’ı Tahsin Nas’ın her adımını manşetlere taşıdıkları için kapılarına kadar gidip parasını ‘nerden- nasıl’ karşıladığını açıklamadığı plaketi alan yalamacılardan sanıp yazanlara da rahmetli babamın ‘Oğul Arkadan gelen sese kulak verme’ sözlerini hatırlatırım.
Elbette savcı değilim ki yargılayayım. Hakim değilim ki ceza vereyim. Cerrah hiç değilim ki bu yazdıklarımı içlerine sindirip yutkunanların yumuşak karınlarından bunu çıkartayım. Mimar değilim ki yapısında bozukluk olanlara mimarlık yapayım.
Peki, ne mi yapayım? Bugüne kadar olduğu gibi Allah’ın yardımı ile siz başımın tacı olan okuyucularımdan aldığım destekle ne tipi bozuklardan nede kanı bozuklardan çekinmeden Kahramanmaraş ve Kahramanmaraşlımın hakkını aramaya devam edeceğim.
Öğretmenlerin maaşlarından kesilen aidatlarla alınan, kamuya açık olan öğretmenevinin eşyasını bağ evlerine taşıyanlar, öğretmen evinde yapılan düğünlerden ortaya çıkan ‘pes’ dedirtecek uygulamaya, Öğretmenevinde kime hangi oda nasıl tahsisi edilip, oda ücretinin neyle tahsil edildiğine, öğretmenevi hizmet aracıyla taşınan canlı ve cansız emtialar ile öğretmenevinden kalan o çok sürpriz isme kadar bir çok konuyu bu sütunlarda yeri ve zamanı geldiğinde ip gibi düzeceğim.
Ben bunları sıralarken, hiçbir şey olmamış gibi, duymamış yada güya muhatap almıyormuş havası içinde yazılanları Bertiz’in beyaz sucukları gibi sindire sindire yiyenlere de Afiyet olsun. Maşallah İştahınız yerinde. Bünyeniz ve yapınız bu yediklerinizi hiç göstermiyor diyeceğim.
(09 Mart 2012 Sabah Gazetesi Güney ekinden alınmıştır. Sırrıberk Arslan’ın köşesidir)