Kahramanmaraş'ta geçen yıl sivil toplum kuruluşlarına bir yenisi daha eklenmişti.
Kısa adı KAPAM olan bu kuruluşun açık adı ise Kahramanmaraş Ekonomik, Siyasi, Sosyal ve Kültürel Politikaları Araştırma Merkezi…
Bir dernek statüsünde.
Kurucu ve ilk seçimlerinde de başkanı olan isim ise, milliyetçi-ülkücü camianın yakından tanıdığı bir isim; İbrahim Azkara..
Kurucuları arasında da zaten bu kesimin önde gelen isimleri bulunuyor.
Dernek bir yılını geride bıraktı.
İlk günlerde gündeme getirdiği bir çok konu, bugün iş dünyası ve siyaset tarafından sahipleniliyor.
**
Azkara ve derneğin diğer yöneticilerinden İsmail Yapar, Erdem Aslan, Alaeddin Oruç ve Oktay Azkara ile birlikte, gazetemize bir ziyarette bulundular.
Teşekkür ediyoruz, nezaketleri için…
KAPAM Başkanı İbrahim Azkara, Kahramanmaraş'ın çözümlenemeyen sorunları karşısında adeta bir 'dert küpü'.
Hani derler ya; 'bir dokun, bin ah işit'…
Azkara'ya dokunmaya gerek yok, 'bin ah işit'mek için.
Kendiliğinden konuşuyor zaten.
Yüreği, kalbi 'yaşadığı kent için atan'ların zaten 'dokun'ulmaya ihtiyacı yok; 'bin ah işit'tirmek için. Çünkü her şey ortada, yaşadığımız bu kentte...
**
Kentin içinden çıkılmayan 'trafik' karmaşası…
Kentte her geçen gün halka halka büyüyen 'otopark' sıkıntısı…
Gün geçtikçe kendini iyiden iyiye gösteren 'şehirleşeme' çarpıklığı…
Modern 'imar'laşma adı altında 'talan' edilen 'yeşil alan'lar…
Hala dünkü gibi kalan 'il-ilçe' kopukluğu, 'ilçe-ilçe' dağınıklığı…
Yetkililerin, ilgililerin kent sorunları karşısında 'suskunluğu'…
'Taraf'girliğini artık sağır sultanların bile duyduğu 'sivil toplum kuruluşları'…
Kahramanmaraş'ın sorunlarını çözmek yerine, sorunların yumak haline gelmesini sağlayan 'çözümsüz' siyasiler…
**
Hani bir türküde diyor ya:
"Dert bir değil elvan elvan,
Takatsiz kalmışım yayan,
Bir derdime bin dert koyan,
O yar beni pareleyen."
İbrahim Azkara ve İbrahim Azkara gibi düşünenlerin, Kahramanmaraş için söyleyeceği çok şey var aslında ama kamuoyunun ilgisizliği, sessizliği bu feryadın duyulmasına engel oluyor.
**
Kader, bir gün Kahramanmaraş'a güler mi?
Bilinmez.
Hak ettiğimiz çağdaş siyaset, çağdaş imar, çağdaş trafik, çağdaş yönetici… Ve, kısacası çağdaş hayata bir gün kavuşur muyuz?
'Sabreden derviş, muradına ermiş' olur muyuz?
Bilinmez.
Geçenlerde diyabetten kaynaklanan rahatsızlığım için, bitkisel şifacıdan ürün arıyorum.
"Bir işe yarar mı?" diye sordum.
Cevap harikaydı:
"Denemekte fayda var!"
Kahramanmaraş'ın istenen, beklenen, özlenen çağdaş seviyeye yükselmesi için de düşündüklerimizi defalarca 'denemekte fayda olacak…'
Yani sesli düşünmeye devam edeceğiz.
**
İbrahim Azkara, Kahramanmaraş'ın imar çarpıklığına çok güzel bir örnek veriyor.
Diyor ki; "Binevler bölgesi, kaç yıllık bir geçmişe sahip? Bakın şimdi, eski Maraş'tan bir farkı kalmadı…"
Yani:
"Yollar kıvrım, kıvrım..."
"Binalar çarpık çarpık…"
Kahramanmaraş aslında 'büyük bir köy' görüntüsünde.
Fotoğrafa iyi bakmak gerekecek.
Objektifin kapsamındaki manzaraya bakıp ta 'Ooo… Çok iyi bir görüntü!' demek, aslında fotoğrafa bakanı yanıltır.
Fotoğraftaki ayrıntıya bakmak gerekiyor, gerçekleri görmek için…
**
Azkara, milletvekili adaylarına çağrı yaptıklarını dile getirdi.
"Parti genel merkezlerinin ortaya koyduğu genel politikaların dışında Kahramanmaraş için özel politikanızı dile getirin.
Ortaya koyduğunuz projeleri açıklayın.
Tartışalım, doğruyu bulalım…"
Ama partisi ne olursa olsun milletvekili adaylarından 'çıt' ses çıkmamış.
Çıkmaz da.
Çünkü milletvekilini seçmenin seçme hakkı yok.
Seçilecek adayı, partinin kurmayları ve genel merkezleri belirliyor.
Seçmene ise 'takım tutar gibi tuttuğu partinin listesini' onaylamak düşüyor.
7 Haziran'a yaklaşıyoruz. Sayılı günler kaldı. Hangimiz adayları sorgulayarak oy kullanacağız; hiç birimiz bu sorgulamayı yapmayacağız. Yıllardır süre gelen 'particilik' düşüncemiz ile sandığa gidip mührü basacağız…
Sonrası?..
**
Ben, sen, o…
Biz, siz, onlar…
Gelin hep birlikte bir sorgulama yapalım.
Herkes kendi sorgulamasını yapıp, sonrasında oy sandığına gittiğinde ortaya çok farklı bir sonuç çıkacaktır.
Peki, Kahramanmaraş buna hazır mı?
