Türkiye, 7 Haziran seçimlerinden sonra 45 günü geride bıraktı.
Seçimlerinden ardından istifa eden Ahmet Davutoğlu başbakanlığındaki hükümet ise yeni hükümet kurulana kadar teamüller gereği görevine devam ediyor.
Yani şu anda görevde 'geçici' olarak tanımlanabilecek bir hükümet bulunuyor.
13 yıl önce başlayan AK Parti İktidarlarının 4'üncü hükümeti halen görevine devam ediyor.
Bayramdan önce, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, hükümeti kurmak üzere yeniden Ahmet Davutoğlu'nun görevlendirmişti. Tek başına iktidar olma şansını bu kez elde edemeyen AK Parti, yeni hükümeti koalisyon ya da azınlık hükümeti olarak kuracak. Ya da ülke yeni bir seçim atmosferine girecek. Davutoğlu, bayramda il başkanları ile yaptığı telefon görüşmesinde 'seçime hazır' olmalarını istedi. Bu haber, AK Parti'nin de erken seçim seçeneğini öne aldığını gösteriyor.
**
Ülkemiz tarihinde hükümet açmazları, terörü hortlatmıştır.
Önceki gün Şanlıurfa'nın Suruç ilçesinde meydana gelen terör olayı da bunun bir göstergesidir.
Bu terör saldırısı, ülkemizin birliğine-dirliğine yapılmış bir saldırıdır. Yaşanan hükümet zafiyetinin bir uzantısıdır.
Memleket bir anda kan gölüne dönüyor.
Ne zaman bir hükümet krizi çıksa, gerek içteki terör odakları ve gerekse dıştaki güçler ülkeyi kaosa sürüklemek için vitesi yükseltiyor.
Atatürk'ün bizlere gösterdiği 'muassır medeniyet seviyesi' bu değildir elbette. "Yurtta sulh, cihanda sulh" ilkesi de bu anlamda kenara atılmıştır. Biz ülkemizde, yurdumuzda barışı sağlayamaz isek, dışarda barışın sağlanmasına katkımız olamaz. Yanı başımızdaki Suriye'de, Irak'ta yaşanan gelişmeleri insanlık kabul edemez. Oralara da barışın gelmesi gerekir. Ama, orada barışın gelmesini istemeyen içimizdeki hainler de, ateşe barutla gidiyorlar.
**
Bakın, HDP Eş Genel Başkanı Yüksekdağ, ne diyor?
"Partimiz için 'sırtını terör örgütüne dayayan HDP' diyorlar, anlamayanlara cevap veriyorum biz sırtımızı Rojava'ya, Kobani'ye, IŞİD adını verdiğiniz o çeteye karşı mücadele edenlere yaslıyoruz, sırtımızı Kobani'de ve Grisipi'de (Tel Abyad) insanlığın soyluluk değerlerini yere düşürmeyenlere yaslıyoruz. Biz sırtımızı YPJ'ye, YPG'ye ve PYD'ye yaslıyoruz bunu söylemekte ve savunmakta hiçbir sakınca görmüyoruz. Sırtımızı kime yasladığımızı söylüyoruz, bundan sonra da yaslamaya devam edeceğiz."
Yüksekdağ, vekillik maaşını YPJ, YPG ve PYD'den mi alıyor?
Onların vekili mi, Türkiye'nin milletvekili mi?
Bu ülkede Türk olabilirsiniz, Kürt olabilirsiniz, Alevi olabilirsiniz. Değişik etnik köken, siyasi düşünce, fraksiyona, inanca, ırka, dine ait olabilirsiniz. Bu asla sizin dışlandığınız, ötekileştirildiğiniz anlamına gelmemektedir. Dışlanma, ötekileştirme; sadece ve sadece sizin tavır ve hareketlerinizle eşdeğerdir. Eğer bir mozaik olan Türkiye'nin yasalarına, toplum değerlerine uyarsanız sıkıntı yok.
Eğer Yüksekdağ; bu düşüncesinde ciddi ise, samimi ise ilk yapacağı iş bu ülkeyi terk etmek olacaktır. Çünkü bu açıklamaları kabul etmek mümkün değildir. Bu ülkede yaşayacaksın, bu ülkenin nimetlerinden faydalanacaksın; sonra da bu ülkeyi bölmek için sırtını başka ülkenin gruplarına yansıyacaksın. Bu mantığı kabul edecek bir var mı?
**
İşin özü şu:
Türkiye'de yeni hükümet bir an önce kurulmalıdır.
Uzun soluklu bir koalisyon hükümeti kaçınılmaz hale geliyor, gelmiş ve geçiyor da. Çünkü yeni bir seçim hükümeti kurulması, hükümet zafiyetinin yaşanmasını engeller.
Türkiye'nin beklediği de budur.