Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Cahit Zarifoğlu, yaşamımızın her alanında sevgiyi barındırmamız ve insanları insan oldukları için sevmeliyiz. Bizler karşımızdaki insanlara saygı göstermezsek saygı beklememiz normal bir davranış olmaz. Geleceğe dair herkesin planları vardır ama görüyorum ki kimse istediği bölümü seçemiyor.
Kahramanmaraşlı iş adamı Şahin Balcıoğlu Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Öğrencileriyle bir araya gelerek başarının yollarını anlattı.
Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Cahit Zarifoğlu Konferans Salonunda gerçekleşen toplantıda Balcıoğlu, öğrencilere kendi başarısının yanı sıra gelecekte başarılı bireylerin yetişmesi için gerekli olan bilgiyi deneyimlerini anlatarak paylaştı.
Kahramanmaraş’ta Tekstil, Sanayi ve Gıda sektöründe öncü firmaları kurarak başarısını kanıtlamış bir isim olan Şahin Balcıoğlu: “Benim başarılı olmamın en büyük sırrı işimi sevmek olmuştur. Sizlere tavsiyem ne iş yaparsanız yapın işinizi sevin” dedi.
KSÜ Mühendislik Mimarlık Fakültesi; Çevre Mühendisliği, Makine Mühendisliği ve İnşaat Mühendisliği öğrenci ve Öğretim üyelerinin katıldığı konferansta öğrenciler pür dikkat Balcıoğlu’nu dinleyerek önemli ders çıkardıklarını söylediler.
Sevgi ve Saygı Konuşuldu
Daha sonra Balcıoğlu konuşmasına şöyle devam etti: “Bizler artık sevgiyi unutuyoruz, yaşamımızın her alanında sevgiyi barındırmamız ve insanları insan oldukları için sevmeliyiz. Bizler karşımızdaki insanlara saygı göstermezsek saygı beklememiz normal bir davranış olmaz. Geleceğe dair herkesin planları vardır ama görüyorum ki kimse istediği bölümü seçemiyor. Buraya gelirken bile ÖSYM sizi seçti ve gönderdi. Örneğin her insanın kafasında yapmak istediği meslekler vardır, kimimiz doktor mühendis olmak isteriz, kimimiz ressam sanatçı. Sevginin içinde bulunmadığı hiçbir işte başarılı olamayız. Sizlere kendi hemşerim olan Abdürrahim Karakoç’un bir şiirinden bahsetmek isterim, Mihriban şiirini o kadar içten yazmış ki şair bizler bugün ne demek istediğini anlayarak dinlesek kahroluruz.
Görüyorum ki herkesin cep telefonu var hayatlarınızı o küçücük kutunun içerisine hapsediyorsunuz. Düşünün ki yolda giderken telefonu suya düşürdünüz. Mesajlaşmalarınız ya da internetiniz gitti, eminim birçok kişi kendini hırpalayacaktır. Gerek yok buna, sizler özel yaratılmış canlılarsınız. Sizler bu kutulara hapsolmayacak kadar değerlisiniz.
Bizim bir diğer eksik yanımız da okumamamız okumaktan da öte dinlemiyoruz. İnsanlar bağırarak bir yerlere varamaz. Düşünün bir sarraf bağırır mı? Ya da antikacı, ama eskici bağırır, manav bağırır. Demem o ki insan bağırırken düşünemez. Düşünürken de bağıramaz.
Bir diğer konuda bizim çok paraya ihtiyacımız yok, örneğin altından sonra en pahalı şey Petrol, komşularımızı göz önüne alırsak petrol kadar fazla olan bir şey yok ama huzurda yok. Önümüzde milli piyango çekilişleri var, eskiden piyango talihlilerine baktığımızda aslında ne kadar talihsiz olduğunu görürüz. İlk zamanlar bir güzel yer parayı sonra karısı gider evi gider işi gider geriye bir şey kalmaz. Bizler çalışıp başarılı olursak para zaten kendiliğinden gelecektir. Bu konuda da bir anekdot anlatmak istiyorum.
Ressamın biri bir müzayede düzenlemiş ve resimleri çok pahalıymış on-oniki yaşlarında bir çocuk gelip resmin birisini almak istemiş fiyatını sormuş çok uçuk rakamlardan bahsetmişler. Tamam demiş gitmiş bir hafta sonra tekrar gelmiş avucunun içinde birkaç kuruş parayla al demiş tüm param bu resmi satın almak istiyorum demiş ve ressam da resmi bu çocuğa satmış.
Çocuk resmi ağabeyinin doğum günü için almış sonra herkes sormuş o çocuğun verdiği parayla tuvali boyayı alamazsın ne yaptın sen diye, ressam gülümsemiş ve evet alamam ama o çocuk bana bütün servetini verdi sizin hanginiz verirsiniz demiş. Yani arkadaşlar siz başarılı işler çıkartırsanız elbet bir gün birileri size servetini verecektir” dedi.