MHP Kahramanmaraş Milletvekili Sefer Aycan, Artık bu ülkede hiçbir şeyin eskisi gibi olmadığını belirterek, "İstikrar diye bir şey kalmamıştır, ekonomi sıkıntıdadır, herkesin bir beklentisi vardır, doların kontrol edilemeyen bir yükselişi var, işsizlik hat safhadadır, ekonomik göstergeler zaten kötüdür ve eğitimde, sağlıkta sorunlar vardır, ama çokta daha önemlisi Türkiye'nin iç ve dış güvenliğinde sorunları vardır" dedi.
MHP Milletvekili Sefer Aycan, İl Başkanı Süleyman Öner, Dulkadiroğlu ilçe Başkanı Mustafa Akpınar ve Onikişubat İlçe Başkanı Mehmet Şeker ile birlikte şehrimizde görev yapan Ulusal ve Yerel Basın mensuplarıyla bir araya geldi.
SOKAKLAR PKK’YA TESLİM EDİLDİ
Şelale Park'ta yapılan toplantıda son günlerde yaşanan terör olaylarına değinen Aycan, Sokakların PKK'ya teslim edildiğine işaret etti. MHP'li Aycan, "Seçimler bitti, ortaya bir tablo çıktı bu tablodan meclisin aritmetiği gösteriyor ki bir partinin tek başına iktidar olma şansı yoktur. Bu aritmetikten ortaya çıkan bir koalisyon tablosudur. 2 aylık bir süre geçmesine rağmen hala hükümet kurulmamıştır. Burada biraz prosedürler ve Sayın Cumhurbaşkanı'nın keyfi tutumundan dolayı hükümet kurma gecikmektedir. Aslında bu vesileyle hem hükümet kurma geciktirilmiştir hem de meclisin çalışması bekletilmektedir. Aslında bir zorunluluk olmamasına rağmen Sayın Cumhurbaşkanı başkanlık divanının oluşumuna kadar bekletmiştir. Meclis başkanlığı seçimi de bahane edilmiştir. TBMM açılmış, milletvekilleri yemin etmiş ondan sonra başkanlık seçimleriyle ilgili süreç yürümüştür bu süreç tamamlandıktan sonra bu seferde divanın oluşması beklenilmiş divan oluştuktan sonra hükümet kurma yetkisi verilmiştir. Başkanlık divanı oluştuktan sonra hükümet kurma görevi verilmiş fakat orda da işleyiş biraz yavaştan seyretmektedir. En çok milletvekili çıkaran Ahmet Davutoğlu'na hükümet kurma görevi verilmiştir. Bu tabiî ki Cumhurbaşkanı'nın doğal hakkı ve görevidir. Ama bu iş basit bir iş değildir. Hükümet kurma görevi resmi bir prosedürdür. Davutoğlu'na hükümet kurma yetkisi resmi gazetede yayımlanmış ve mecliste de Cumhurbaşkanlığı teskeresi olarak okunmuştur. Onun için bu resmi bir süreçtir. Bunun dışında başka kişilerin hükümet kurmakla görevi yoktur. Birilerinin birine başbakanlık vermesi ya da görev vermesi de prosedürlere aykırıdır. Bu çünkü resmi bir süreçtir. Davutoğlu görevi aldığında önce bütün partilere gideceğini sonra ikinci tur görüşmeler yapacağını söylemiş ondan sonrada koalisyon teklifinde bulunacağını belirtmiş olmasına rağmen birinci tur ziyaretleri yapmış ama ikinci tur ziyaretleri yapmamış bana göre öncesinde yapılan bir çalışma vardı. AK Partiyle CHP komisyonları uzmanları bir araya gelerek bir çalışma yürütmektedirler. Bu çalışma 20 gündür devam ediyor. Tabi bu ne derlerse desinler gerçekte bu bir hükümet kurma çalışmasıdır. Çünkü en az 5 toplantı yapılmış, toplam 30 saatlik bir toplantı gerçekleşmiştir. Bu toplantının her defasında değişik uzmanlık alanlarındaki milletvekilleri ve partililer katılarak geniş bir şekilde değerlendirme yapılmıştır. Onun için bu bir ön görüşme falan değil bir hükümet kurma çalışmasıdır."
"TÜRKİYE'NİN DURUMU DA HİÇ İYİ DEĞİLDİR"
Türkiye'nin durumunun hiçte iyi olmadığına vurgu yapan Aycan, "Biz bunu hep söyledik. Her yönden Türkiye'de sıkındı vardır, sorunlar beklemektedir, sorunlar çözülememektedir ve büyümektedir. Seçim öncesinde de söyledik artık bu ülkede hiçbir şey eskisi gibi değildir, İstikrar diye bir şey kalmamıştır, ekonomi sıkıntıdadır, herkesin bir beklentisi vardır. İşte bakıyorsunuz dolar kontrol edilemeyen bir yükselişi var, işsizlik hat safhadadır, ekonomik göstergeler zaten kötüdür ve iyileşme olasılığı şimdilik gözükmemektedir. Eğitimde, sağlıkta sorunlar vardır, ama çokta daha önemlisi Türkiye'nin iç ve dış güvenliğinde sorunları vardır. Yanı başımızda Suriye meselesi işin içinden çıkılamaz hale gelmiştir. Ve bu gün bu noktaya gelmede AKP hükümetinin ve özelliklede Sayın Cumhurbaşkanı'nın ve Ahmet Davutoğlu'nun da sorumlulukları vardır. Bu kontrol edilemez bir noktaya gelmiştir. Başından beri itiraz ettiğimiz çözüm süreci diye bahsedilen sürecin ülkeye getirdiği bir kaos vardır. Söylenildiği gibi olmamıştır. Biz bunun böyle olmadığını zaten söylüyordur. Bu süre içerisinde PKK ülkeyi terk etmemiş tersine daha ülkeye yerleşmiş, daha silahlanmış, daha da yayılmıştır. Sokaklar PKK'ya teslim edilmiştir. Seçim sonrasında artan terör olaylarıyla 60 polis ve asker şehidimiz vardır. Bir askerimiz, bir polisimiz ölüyorsa bunun bedeli ne olması gerekiyorsa o olmalıdır. MHP asla kan ve çatışma istememektedir. Ama ülkeyi PKK'ya teslim etmeyeceğimizi her fırsatta dile getiriyoruz. Bugün MHP haklı çıkmıştır. Bunu AKP üyeleri, bakanları da söylemektedirler. Artık çözüm süreciyle ilgilide söylediklerimizi artık kendilerde ister istemez itiraf etmektedirler. Ve ülke hakikaten böyle bir sıkıntılı ortamdadır. İçte de, dışta da sorunlarımız var. Ama şu bir gerçek ki Sayın Cumhurbaşkanı sürecin böyle devam etmesini istediğini düşünüyorum. Sürekli sanki partileri seçime zorlayan, tehdit eden bir üslup içerisinde hala konuşmaktadır Sayın Cumhurbaşkanı. Çıkan tabloyu hazmedememiştir ve süreci mümkün olduğu kadar uzatarak, kendi istediği gibi devam etsin istiyor. İstifa etmiş bir hükümet var karşımızda fakat istifa etmiş hükümet ciddi bir kadrolaşma hareketi sürdürmektedir. Bu zamana kadar 800 kararname çıkmıştır. Doldur boşalt dediğimiz bürokraside istisnai kadrolara eleman alıp direk alım şansı var, burada sınavlarında haricinde bu kadrolara direk alınırsız, sonra onları kadrolu yapıp tekrar başkasını atarsınız bu yapılmaktadır. Şu an ciddi bir kadrolaşma sürmektedir. Öğretmenlere rotasyon uygulaması yapmaya kalkıştılar. 15 yılı dolduran öğretmenlere ilçeler bazında rotasyon uygulayacaklardı. Çok şükür ki bir yanlıştan vazgeçtiler ve rotasyon uygulaması iptal edildi. Ama onun dışındaki kadrolaşma kıyımlar devam ediyor" dedi.
"HDP'NİN MİLLETVEKİLLERİ HER TÜRLÜ EYLEMİN İÇERİSİNDELER"
Bir şeyler değişmiş gibi gözüküyor diyen Aycan sözlerini şöyle sürdürdü; "Teröre karşı yıllardır söylediğimiz müdahaleyi kandile de yapıyorlar. Umarım inşallah başarılı olur. Bunu da içtenlikle istiyoruz. Fakat bu noktaya niye geldi, neden tetik basıldı, neden düğmeye basıldı. Bu belki çok tartılışılacak bir şey özellikle Suruç'taki olay belki biraz tartışılmaya açık nasıl oldu da böyle bir olay oldu denilebilir. Ama orda da tuhaflıklar var bununla ilgili bir takım kişiler suçlanıyor. HDP olayın bu yönünü belki gündeme getirmeye çalışıyor. CHP de bu oyuna geliyor maalesef oda tavır değişikliği içerisindedir. Suruç'taki olayla HDP'nin Diyarbakır'daki mitinginin benzer olduğu söylenildi. Ört bas edildi orda da aslında kendi parmakları var aslında Suruç'taki olayla da parmakları var anlamına gelirdi. Çünkü ilginç bir şey var HDP'nin milletvekilleri her türlü eylemin içerisindeler. Ama Suruç'taki eylem sırasında herhangi bir HDP'li yok. Polis orada arama yapmak isteği zaman polise izin verilmiyor alana bile konulmuyor. Polis açısından yanlışlık buna müsaade etmesidir. Ne olursa olsun orda bir olay olma olasılığı vardır, polis görevini yapması lazım böyle kişilere göre keyfi davranmaması lazım. Biz burada bir açıklama yaparken en sert şekilde tavır takınan emniyet güçleri orada insanlar toplanıyor ona hiçbir önlem almıyor. Burada HDP'liler istiyor burada arama yapılmamasını, alana sokulmamasını. Ama ondan sonraki önemli özellikle maalesef o olayın ertesinde 2 polisimize kalleşçe uykudayken ve enselerine vurularak şehit ediliyor ve bunu da PKK misilleme olarak kabul ediyor ve açıklıyor. Sonradan yalanlamanın, kıvırmanın da anlamı yok, bu bir misillemeydi ve olaylarda böyle başlamış gözüküyor. Biz zaten diyorduk ki kandile müdahale edilmiyor diye seçimden öncede söyledik. 20 yıldır da söylüyoruz, şimdide söylüyoruz. AKP hükümetine sürekli söylediğimiz şeyler bunlar" ifadelerini kullandı.