Bu zihniyete mahkum olduğumuz sürece de 'yazmaya devam edeceğiz.'

Sıkıntı vatandaşın sıkıntısı.

Dile getirmek, yetkiliye ulaştırmak ta bizim görevimiz.

Çünkü biz gazeteciler, vatandaş ile yönetimin arasında köprü vazifesi görürüz.

Sorun varsa, yöneticiye ulaşıtırılır.

Vali, belediye başkanı, emniyet müdürü, diğer yöneticiler…

Bu sese kulak verirse verir, vermezse kendilerinin bileceği bir iştir.

Bu seslere kulak verirlerse, 'vatandaşın derdini dinlemiş' olurlar.

Kulak tıkarlarsa da 'bildiğim bildik, çaldığım düdük' ilkesine dönüşür görev süreleri.

**

Kuşkusuz hiçbir görev koltuğu sahibine maruf değildir.

Baki de değildir.

Gün gelir, koltuğu boşaltmak zorunda kalırlar.

Ben bu mesleğe 1970'li yılların sonunda, ortaokulu bitirince matbaacı olarak başladım.

3-4 yıllık matbaacılık iştigalinden sonra da, mürettip olarak gazeteciliğe yöneldim.

Mürettiplik, sayfa mizanpajı, baskı, haber, röportaj, fotoğraf, fıkra, yorum gibi işlerle de yakından ilgilendim.

Gazeteciliğe ilk adım yıl, 1983'tü. 

Mürettiplik yaparken; ufak ufak ta köşeler yazmaya başladım.

Ardından da çalıştığım gazetelerin biri hariç hepsinde sorumlu yazı işleri müdürlüğü görevini üstlendim.

Bugün de Memleket'in (bu gazetenin) sorumlu müdürüyüm.

Emekli olmama rağmen, mesleğime devam ediyorum.

Üstelik bu ilde sürekli sarı basın kartı sahibi olan üç-beş kişiden biriyim.

**

1983'ten günümüze tam 13 vali değişti, 14'üncüsü görevde…

Mesleğimin ilk yıllarında valimiz Celal Güvenç'ti. Ardından Kamil Demircioğlu, Adnan Darendeliler, Mustafa Demir, Erdoğan İzgi, Atilla Vural, Atilla Osman Çelebioğlu, Aslan Yıldırım, Sait Çotur, Ali Bilir, İlhan Atış, Mehmet Niyazi Tanılır, Şükrü Kocatepe görev yaptılar. Son olarak ta Mustafa Hakan Güvençer bu görevini sürdürüyor.

Bu süreçte 10 belediye başkanı da görev yaptı, yapıyor…

Gazetecilikte ilk tanıdığım belediye başkanı İsa Kalkan'dı. Sonrasında Emin Yalçınkaya, Hacı Ali Özal, Ali Sezal, Veysi Kaynak, Hanefi Mahçiçek, Mustafa Poyraz il (merkez ilçe) belediye başkanlarıydı. Fatih Mehmet Erkoç, büyükşehir belediye başkanımız olarak şu anda görevinde. Hanefi Mahçiçek ile Necati Okay da merkez ilçelerde belediye başkanlarımız oldular.

Gazetecilikteki ilk yılımda emniyet müdürümüz Nuri Esirgen'di. Sırasıyla Ömer Hikmet Yalnız, Alaettin Behiç Demirer Tezcan Özkanlı, Ali Kalkan, Sadullah Akan, Yılmaz Orhan, Necdet Çelikbilek, Cuma Ali Aydın, Mustafa Aydın, Metin Aşık il emniyet müdürlerimiz oldular. Halen de bu görevi Ümit Yaşar Adalar yürütüyor.

Vali, belediye başkanı ve emniyet müdürlerimizin yanısıra 100'ü aşkın daire müdürlerini de tanıdık. 

Bu isimlerin (vali, belediye başkanı, emniyet müdürü, il kurum müdürü) bir çoğu kısa süre görev yaparken; kimileri de koltuğa mitil attılar bir dönem.

Ama hepsi geldi geçti.

Görevdekiler de gelip geçecekler. 

Çünkü her başlangıcın bir sonucu vardır, hayatın temelinde…

**

Önemli olan görev süresini doldurmak değil elbette.

Önemli olan görev süresinde vatandaşı dinlemek, vatandaşın sorununu çözümlemektir. Ve gidince de "Allah razı olsun. İyi adamdı" dedirtebilmektir aslolan.

Her şeyin mutlak sahibi Yaradan'dır. 

Ezelden ebede varolacak ta Yaradan olacaktır.

Onun başlangıcı yok, sonu yok.

İnancımız budur. Toplumumuzun da yüzde 99'nin inancı budur. 

Beşerin ömrü sayılıdır.

Kimin ne kadar yaşayacağını elbette Allah bilir.

İnsanlığın varoluş tarihinden bugüne kadar yaşayıp gelen yoktur. Allah'ın peygamberlerinin ömrü belli olduğundan diğer insanların da ömrü de üç aşağı beş yukarı belli olur.

Bugün yeryüzünde 150'yi bulan var mıdır, bilemiyorum.

Kutsal kitabımızda Allah "Her nefis ölümü tadacaktır" dediğine göre de insanlar belli bir ömrün ardından yok olacaktır.

Tüm bu yok oluşlar, kıyamet günü sona erecektir.

Kıyamet meleğinin suru öttürmesiyle tüm ölüler yeniden dirilecektir.

Bunun da ne zaman olacağı bilinmiyor.

**

Bir atasözümüz şöyle diyor:

"Eşek ölür kalır semeri, insan ölür kalır eseri…"

Ölümden sonra, geride bir eser bırakmak ve amel defterini açık bırakmaktır aslolan.

Hayırla yad edilmek, her insanın gayesidir.

Böyle olmalıdır.

Son Peygamber ""İnsanların en hayırlısı insanlara faydalı olanıdır" buyurmuştur.

O zaman, hayatımızın temeli de insanlara faydalı olmaktır.

Makam, bir görevlendirmenin sonunda elde edilir, görevlendirme ile sona erer.

Biri gelir, biri gider; hayat sürer gider.

**

Sözümüzün özü şudur:

Kahramanmaraş'ta geçen hafta iki siyasi miting yapıldı. Cuma günü de Sayın Cumhurbaşkanımız teşrif edecekler. Önümüzdeki haftalarda da MHP lideri Devlet Bahçeli ile Başbakanımız Ahmet Davutoğlu gelecekler.

Bu liderler de; CHP ve Milli İttifakçılar gibi Müftülük Meydanı'nda halka hitap edecekler.

Yine miting günü sabahın erken saatlerinde Miting Alanı'na giden yollar trafiğe kapatılacak, araç trafiğinin seyri farklı yollara yönlendirilecek.

Yine bir işkence yaşanacak.

Yine sıkıntılı saatler görülecek.

Araç sürücüleri stresli anlar geçirecek.

**

Bu yıl tamam.

Artık bu saatten sonra bir şey yapılamaz.

Üç beş günde, bir iki haftada yeni miting alanları bulunamaz.

Bari bugünlerden ders çıkarıp, daha rahat miting alanları oluşturalım.

Kent içerisindeki trafiğin akışını değiştirmeyecek, insanlara 'lanet okutmayacak' yeni alanlar tespit edelim ki, önümüzdeki yıllarda işkence yaşamayalım.

Kahramanmaraş'a öyle bir miting alanı yapalım ki; mitingler Kahramanmaraş'ta işkence olmasın.

Ne dersiniz?

Yapılır mı, yapılmaz mı?