Aktif-Sen Genel Başkanı Osman Bahçe, Milli Eğitim Bakanlığı insanları fişlemek gibi insanları belli özelliklerinden yada mensubiyetlerinden dolayı tasfiye etmek gibi illegal yöntemleri terk etmeli, eğitim öğretim gerçek sorunlarıyla mücadele etmesi gerektiğini söyledi.
Aktif-Sen Genel Başkanı Osman Bahçe, dershanelerin kapatılmasıyla boşta kalacak 100 bin öğretmenin ülkemizdeki göçmen Suriyeli çocukların eğitiminde değerlendirilmesi gerektiğini söyledi. Bahçe, “Milli Eğitim bakanlığımızla birlikte Suriyeli misafirlerimizin çocuklarına en iyi eğitim imkanlarını sağlamakla mükellefiz. Türkiye Cumhuriyeti Devleti misafir olarak kabul ettiği bu insanların çocuklarına gerekli eğitim hakkını tanımalıdır. Suriyeli çocukların Suriye müfredatına göre ve Suriyeli öğretmenler tarafından eğitilmesi yeterli değildir, ihtiyaca cevap vermeyecektir.” dedi.
Aktif-Sen Genel Başkanı Osman Bahçe, Öğretmenler Günü etkinlikleri çerçevesinde Kahramanmaraş’ı ziyaret etti. Ziyarette sendika üyeleriyle buluşan Bahçe, Milli Eğitim Bakanlığı'nın Suriyeli çocukların Türkiye’de alacakları eğitime ilişkin planlamalarını değerlendirdi, eğitimde yaşanan sorunlara çözüm önerilerinde bulundu.
Türkiye’de 300 bine aşkın Suriyeli çocuğun bulunduğunu belirten Başkan Bahçe, bu çocuklara Türk eğitim sistemi çerçevesinde, Türkçe ve Sosyal Bilgiler gibi temel konularda eğitim verilmesi gerektiğini ifade etti.
Mültecilerin eğitimiyle ilgili kayda değer bir gelişme yaşanmadığının aktaran Bahçe: “Milli Eğitim Bakanlığı'mızla birlikte Suriyeli misafirlerimizin çocuklarına en iyi eğitim imkanlarını sağlamakla mükellefiz. Bugün Suriye devleti bu hakkı temin edemeyeceğine göre, Türkiye Cumhuriyeti Devleti misafir olarak kabul ettiği bu insanların çocuklarına gerekli olan eğitim hakkını da tanımalıdır. Suriyeli çocukların eğitimleriyle ilgili ciddi bir adım atıldığına dair herhangi bir şahit olduğumuz hadise yok. Suriye’den öğretmenlerin getirilmesi, kendi müfredatlarına göre eğitim-öğretim almaları gibi bir kısım adımlar atılmış olsa da bu çocuklar bizim ülkemizde yaşadığına göre özellikle ülkemizin ve güneydoğumuzun bir gerçeği olduğuna göre onların sadece Suriye müfredatına göre ve Suriyeli öğretmenler tarafından eğitilmesi yeterli değildir, ihtiyaca cevap vermeyecektir." uyarısında bulundu.
Mültecilerin eğitimi konusunda hükümet ve Milli Eğitim Bakanlığı'na önemli görevler düştüğünü kaydeden Bahçe, önlem alınmaması durumunda toplumda huzursuzlukların yaşanabileceğini kaydetti.
Bahçe: “Burada hükümetin ve Milli Eğitim Bakanlığı'nın, bu gençlerin Türk Milli Eğitim sistemi çerçevesinde Türkçemizi ve sosyal bilgiler gibi matematik gibi temel mevzularda eğitim almalarını sağlamaktır. Bu görevi hükümet bir şekilde yerine getirmelidir. Aksi halde sosyal hayatta milletimizle birlikte ve iç içe yaşayan bu mültecilerin iletişim arızalarından kaynaklı sosyal patlamalar meydana gelebilecektir. Bu nedenle Suriyelilerle bizim çocuklarımızın ortak değerlerde yetiştirilmesi ve aynı hayatı paylaşabilecek düzeyde birbirlerini tanımaları sağlanmalıdır. Milli Eğitim Bakanlığı bu çerçevede neler yapabilir; bir bölgedeki öğretmen normunu daha yüksek tutarak, Suriyeli çocuklardan kaynaklı norm ihtiyacını da dikkate alarak öğretmen atamalarında bu bölgeye öncelik verilebilir.” diye konuştu.
Atama bekleyen 700 bin öğretmenin yanı sıra, dershanelerin kapatılmasıyla açıkta kalacak 100 bin öğretmenin Suriyeli çocukların eğitiminde kullanılabileceğini dile getiren Bahçe şöyle konuştu: “Bugün ülkemizde 300 binin üzerinde öğretmen adayı eğitim fakültelerini bitirerek öğretmen olacağı günü beklemektedir. Bu gün ülkemizde 400 binden fazla siyasal bilgiler fakültesi mezunu gencimiz işsizdir. Toplamda bir milyon 200 bin üniversite mezunu insanımız iş aramaktadır. Dershanelerin kapatıldığını ve kapatılması için gerekli çalışmaların devam ettiğini de hatırlayacak olursak, dershanelerden arta kalan yaklaşık 100 bin öğretmende benzeri alanlarda değerlendirilebilir. Biz bu şansın Suriyeli çocuklarımızın eğitiminde de kullanılması gerektiğini düşünüyoruz. Milli Eğitim Bakanlığı'na çağrıda bulunuyoruz. Doğu ve Güneydoğumuzda, dezavantajlı bölgelerimizde ders ücretli öğretmenlerle devam ettirilmeye çalışılan eğitim öğretim faaliyetleri bir an önce kadrolu öğretmenlerle ya da dershanelerden boşa çıkacak tecrübeli öğretmenlerle doldurulmalıdır. Bu bağlamda Suriyeli gençlerimiz bizim evlatlarımız gibi en temel insani hakları olan eğitim öğretim hakkından faydalandırılmalıdır.”
Yönetici atamalarındaki hukuksuz uygulamalara da değinen Bahçe, bir kesimi imha etmeye, diğer kesimi ihya etmeye yönelik, yandaş sendika üyeleriyle kapalı kapılar ardında alınan kararlara itibar edilemeyeceğini vurguladı.
“Eğitim çalışanları dolgu malzemesi olmayacaktır.” diyen bahçe: “Milli Eğitim şu anlamda rahat olabilir. Şayet niyetleri millete hizmet etmek olursa, şayet niyetleri eğitimin ve ülkenin sorunlarını çözmek olursa bir milyon 100 bin eğitimci Milli Eğitim Bakanlığı'mızın insanlığın hayrına olan tüm projelerine canı gönülden destek verecektir. Aksi halde son birkaç yılda olduğu gibi adımlarını kapalı kapılar arkasında alınan kararlarla, bir kesimi imha etmeye, başka bir kesimi ihya etmeye yönelik taraflı, zanlı, bitirmeye yönelik kararlarla devam ettir ise emin olsun’ki eğitim çalışanlarımızdan hiç biri birilerinin aldığı kararların dolgu malzemesi olmayacaktır.” açıklamasında bulundu.
Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş (TEOG) sınavında yaşanan sıkıntıların öğrenci velilerinin Milli Eğitim Bakanlığı'na olan güveninin sarstığını belirten Bahçe: “Milli Eğitim Bakanlığın'ın son dönemde almış olduğu kararlar; dershanelerin kapatılması, müdürlüklerin müktesep hak olmaktan çıkartılıp 4 yılda bir yenilenen ve geçici görevler halinde olan vazifeler şekline dönüştürülmesi, aday öğretmenlere mülakat sınavı getirilmesi, rotasyon gibi başı ve sonu belli edilmemiş tamamen keyfi uygulamalara açık düzenlemelerin varlığı ve TEOG uygulamalarında yaşanan sıkıntılar, milletimizin Milli Eğitim Bakanlığına olan güvenini ortadan kaldırmıştır.” ifadelerini kullandı.
Eğitim gibi toplumun bütünün ilgilendiren konularda hiçbir kurumun yandaşlarla birlikte karar alma yetkisinin bulunmadığını vurgulayan Bahçe: “Bu ülkede devlet hiç kimsenin tekelinde değildir. Kimse eğitim gibi bütün milleti ilgilendiren temel bir konuda tek başına yada yandaşlarıyla beraber karar verme hakkına sahip değildir. Devletin bütün makamları hak edenler arasında adaletle paylaştırılmalıdır. Siyasi referanslar yerine, sendikal referanslar yerine liyakati dikkate alarak gerekli görevlendirmeler yapılırsa bu milletin bütün bireyleri hak ederek koltuğa oturan yöneticilerimizin etrafında kenetlenecek ve özveriyle hizmetine devam edecektir.” şeklinde konuştu.
Milli Eğitim Bakanlığı'nın illegal yöntemlerle çalışanlarını fişlemeyi bir kenara bırakması gerektiğinin altını da çizen Bahçe, eğitimin gerçek sorunlarıyla mücadele edilmesi gerektiğini vurguladı. Yetkililere seslenen Bahçe şunları kaydetti: “Bakanlık insanları fişlemek gibi insanları belli özelliklerinden yada mensubiyetlerinden dolayı tasfiye etmek gibi illegal yöntemleri terk etmeli, eğitim öğretin gerçek sorunlarıyla mücadele etmelidir. Bugün ülkemizde öğretmenler öğrenci şiddetine maruz kalmaktadır, bu gün ülkemizde öğrenciler dışarıdaki çetelerin şiddetine maruz kalmaktadır. Yani okul güvenliği alarm vermektedir. Gençlerimiz uyuşturucunun pençesinde kıvranmaktadır. Milli Eğitim Bakanlığı, gençlerimizi uyuşturucu ve çetelerden nasıl uzak tutabileceğini planını yapmalıdır. Biz bütün paydaşları ülkenin ve eğitimin gerçek sorunlarıyla meşgul olmaya davet ediyoruz.”