Sustum, kahrından susuyor dediler; Biraz konuştum zehrini kusuyor dediler. Ne güzel söylemiş Hz. Mevlana.
Bazı omurgasızlar yüzünden bu memlekette gazetecilik yapmak zordur biraz.
Adını bir şeye karıştırmadan, Elini bir yere sürmeden, ceplerinin kapaklarına sahip olup aslan gibi bu işi yapmak yürek ister. Sırtını dayayacağın temiz bir geçmiş ister. Öyle olan arkadaşlarımızla direniyoruz şimdilik.
Ben de bu köşede, hem 3 dönemlik başkanlığında isteyip de alamadığım şirket işçiliği ile birlikte Sayın Mustafa Poyraz’dan yolunu bulduğum paraları İngiliz Barclays bankasına yatırıp faizini yemenin rahatlığında olduğum için, Hem de öyle ya da böyle gerek belediye kasasından gerekse Poyraz’ın eczane kasasından aldığım paralarla hanımıma göğüs ve kalça estetiği yaptırıp transparan iç çamaşır almak için Adana’ya kadar giden adına gazeteci gülü, köşelerin bülbüllerinden olmadığım için acı söyledim.
‘Dost acı söyler’ derler. Menfaat yolunda değil çile yolunda kurulan dostların sözlerin çok daha fazla acıtır Sayın Poyraz.
Alınmışsın…
Mevlana “Kaf Dağı kadar yüksek olsan da kefene sığacak kadar küçülürsün. Unutma her şeyin hesabı var. Üzdüğün kadar üzülürsün” demiş.
Belediyedeki hırsızları-ırz düşmanı namussuzları-personeliyle aşk yaşayanları… Bir müdür maaşı ile 300 bin liralık ev alanları bil istedik.
Başkan, senin engelli çocuğunu bile menfaat kullananları namussuzluk- sahtekârlık-hırsızlık yapanları ‘Allah’a havale ediyorum’ demeden gereğini yap; çünkü tövbe tövbe Allah senin özel kalem müdürün değil. Belediyeden yenilip yutulan paralar da senin babanın parası değil demek istedik Sayın Poyraz.
Bu şehrin girişlerinde uyuz eşekler dolaşırken, hiçbir cadde bulvara yapmadan ışıklı ağaçları kendi evinin önünde döşetmen sana atılan o kurşun kadar ayıptır Sayın Poyraz.
Kendi araçları otoparklarda dururken hanımlarını hamamlara kendilerini haldeki lahmacuncuya taşıyan her daire müdürünün o milyarlık son model kiralık araçlar sana sıkılan o kurşun kadar alçaktır, haysiyetsizdir Sayın Poyraz.
İlk dönemler günahtır-haramdır diyerek cebinden harcadığın il dışı harcamaların son yıllarda yüzde kaç artmışsa şayet o dediğin kurşun kadar ayıptır utanç vericidir Sayın Poyraz.
Belediyede 10 yılda işten çıkarılan onlarca işçi varken sadece bir tek o zavallı sana o kurşunu niye sıktığını bilmezlikten geliyorsan, bir de üstüne üstlük ‘Tanımıyorum’ diyorsan bu o sana sıkılan kurşundan daha iğrençtir Sayın Poyraz.
Belediyenin çamaşırhanesi varken bir otele atlet kilot yıkatıp ödenen milyarlarca liralık para da o sıkılan kurşun kadar şerefsizdir Sayın Poyraz.
Önce görevden alıp, sonra konuşmasından korkulduğu için müdürlüğe getirdiğin kişiler varsa bu o sana sıkılan kurşundan daha alçaktır Sayın Poyraz.
(31 Ağustos 2012 Sabah Gazetesi Güney ekinden alınmıştır. Sırrıberk Arslan’ın köşesidir)