Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nca Kahramanmaraş’ta rezerv alanı ilan edilen 3 bloklu Dilsude Sitesi sakinleri, sağlam sitenin rezerv alanına dahil edilmesine tepki gösterdi. Sitenin müteahhidi İsmail Şeref Alkış, sitenin yıkılma kararının çok yanlış olduğunu belirterek, “Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğümüzden ekipler geldi biz de binanın beton ölçümlerinin, performans analizlerinin çok yüksek olduğunu belirttiğimiz halde maalesef burayı rezerv alanına dahil edilmiş burayı yıkmak istiyorlar.” dedi.
6 Şubat depremlerinin merkez üssü Kahramanmaraş’ta depremlerde en çok yıkımın yaşandığı bölgelerden olan Azerbaycan Bulvarı’ndaki sağlam Dilsude Sitesi, rezerv alanına dahil edildi. Bunun üzerine site sakinleri, bu karara tepki göstererek binaya “Bu sağlam sembol sitemizi yıkıyorlar” yazılı bir pankart astı.
Yaklaşık 5 yıl önce yaşamın başladığı sitenin müteahhidi İsmail Şeref Alkış, bu kararla 3 bloklu sağlam sitenin yıkılacağını ve kararın çok yanlış olduğunu söyledi. Dilsude Sitesi dışında rezerv alanı başka bir bina ile özel hastanenin de yıkılacağını ifade eden Alkış, bir an önce bu karardan dönülmesi gerektiğini söyledi. Alkış, şöyle devam etti:
“Arkadaşlar bu bina sağlam bir bina. Depremde kendini ispatlamış gerek beton kalitesiyle, gerek binanın sağlamlığıyla. Fakat bize gelen bir yazıyla bu binayı boşaltmamız gerektiğini, rezerv alanı ilan edildiğini öğrendik. Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğümüzden ekipler geldi biz de bunun yanlış bir olay olduğunu, bu binanın sağlam olduğunu, yıkılmaması gerektiğini, burada depremde hizmet verdiğini, dolayısıyla bu binanın beton ölçümlerinin, performans analizlerinin çok yüksek olduğunu belirttiğimiz halde maalesef burayı rezerv alanına dahil edilmiş burayı yıkmak istiyorlar. Maraş’a da Sayın Bakanımız Mehmet Özhaseki gelmişti. Bizzat sorduklarında bu binanın yıkılmayacağını, ‘Rezerv alanı da olsa bile tarihe not düşün ben rezerv alanındaki sağlam binaları yıkmayacağıma dair söz veriyorum. Tarihe not düşün’ diye sözü var. Ama maalesef burayı yıkacaklar. Bize yerinde mi verecekler, vermeyecekler mi? Böyle bir milli servetin yıkılmasına biz gönlümüz el vermiyor. 3 blok burası, toplam burada 57 tane bağımsız bölüm var. 8 dükkan var ve buradaki oturan dükkanların hepsi kurumsal firma. Devletimize ayda yaklaşık 100 bin TL'ye yakın vergi ödenmekte. Devletimiz de bundan olacak, biz de bundan olacak. Yazık, bu milli servet yıkılmasın. Biz yaklaşık burayı teslim edeli 5 yıl oldu, kullanma izni alınmış, tüm mühendislik birimlerine uyulmuş sapasağlam bir bina. Genelde uygulama metrekaresi belli bir birim fiyat üzerinden, burası sağlam bina olduğu için çarpacaklar, belli bedel ödeyip bizi gönderecekler buradan.”
Site sakinlerinden Mustafa Taşçı da, depremden sonra binayı defalarca kontrol ettirdiklerini her defasında da binanın çok sağlam çıktığını belirterek, “Buranın hasar tespitinde direkt az hasarlı hatta hasarsıza yakın az hasar olarak çıkmıştı. Bunun üzerine üniversiteden profesörlerin de oluştuğu 3 hatta 4 ekip bir de ayrıca dükkan bakmak için gelen kurumsal banka numunelerini alıp baktırdı. Hepsinde hasarsız olarak görüldü. Bunun üzerine Çevre Şehircilik'e ve Büyükşehir Belediyesi’ne ‘Buraya taşınmamızda bir sakınca var mı? Rezerv alana giriyor mu?’ diye sorduk. Onlar, buranın yedek rezerv alanda olduğunu ve girmeyeceğini söylediler, ‘Tamirat, tadilat yapın’ deyip girmemizi istediler. Bu 3 blokta yaklaşık 6-7 milyona yakın dış cephe mantolama yapıldı depremden sonra. Daire içlerine ve merdiven dairelerinin tamamına da yaklaşık 4.5-5 milyon para harcandı. Bize yıkılacağını söyleyecek bir yerde, niye bu kadar para harcattılar? Bu kadar test ve numuneden sonra, bu kadar bilirkişiden, uzman ve mühendisin görüşünden sonra hangi teknik veriye dayanarak burası yıkılmak isteniyor bunu da merak ediyorum açıkçası.” diye konuştu.
Site sakinlerinden Avukat Neslihan Koca Nergiz de sitenin yıkılmasına müsaade etmeyeceklerini belirterek, “Biz sonuna kadar hak arama özgürlüğümüzün peşine gideceğiz ve bununla ilgili olarak da mücadelemizi sonuna kadar devam ettireceğiz. Kahramanmaraş İdare Mahkemesi'ne yürütmeyi durdurma talepli olarak davamızı açtık. Biz yargılamanın sonuna kadar güveniyoruz. Sonuna kadar peşindeyiz ve bunu asla bırakmayacağız. Bunu da özellikle söylemek istiyoruz. Bunun haricinde bir de hukuki bir meseledir. İnşallah Türkiye'de hukuk vardır, adalet vardır diyoruz ve sonuna kadar da devam edeceğiz inşallah” dedi.