Kahramanmaraş Merkezli 7,7 ve 7,6 şiddetindeki depremin ardından Türkoğlu ilçesinde ve kırsal mahallelerde 6 bin 650 işyeri ve konut hasar gördü.
Depremin ardından büyük bir özveri ile vatandaşlara hizmet etmeye çalışan Okumuş, “Depremi atlattıktan sonra ailem ile beraber Türkoğlu Belediyesi’nin önüne geldik. Depremin şiddeti yüksek olduğu için yıkımı da büyük oldu. Şu anda Türkoğlu merkezde orta hasarlı, ağır hasarlı, yıkılmış ve yıkılacak binalarla birlikte 6 bin 650 civarında bina ve işyeri var. İlçede beldelerde dahil olmak üzere bin 350 civarında da yıkılmış konut var. Türkoğlu’nda yıkılan ve yıkılacak olan binalar için 6 bin 650 civarında kalıcı konutlar yapılacak.” dedi.
Depremin ardından Türkoğlu ilçesine koordinatör vali olarak Karaman Valisi Tuncay Akkoyun’un atandığını belirten Okumuş, “Bu uygulama çok güzel bir uygulama oldu. Vali Bey gelirken boş gelmedi, yaklaşık 50 kişilik bir teknik ekip, 40 ton mazot ve birçok yardımla beraber geldi. Hükümet Konağı’nda koordinasyon merkezi kuruldu. Yine o akşam yaklaşık 150 kişilik AFAD Personeli geldi. İlk gün 11 şehirde deprem olunca en yakından gelen Ankara’dan geldi. İlk gün elektrik yoktu, sular kesikti, yollarda ağır hasarlı olduğu için AFAD ekipleri akşam gelebildi. Ertesi gün sabahleyin de çalışmalara başlanıldı. 2. gün 25 ekiple 25 enkazda arama kurtarma çalışmalarına başlandı. 5. günün sonunda arama kurtarma çalışmaları sona erdi. Yaklaşık 130 enkazdan yaralı vatandaşlar çıkarıldı. Toplamda 730 civarında da cenazemiz var. Milletimizin başı sağ olsun.” diye konuştu.
Türkoğlu ilçe merkezde resmi kurumların yüzde 90’ı yenilendiğini ve yaklaşık 400 civarında da TOKİ konutları yapıldığını dile getiren Okumuş, şunları kaydetti:
“Türkoğlu ilçesinin totalde 80 bin nüfus var, bunun 20 bini merkezde 60 bini de kırsalda yaşıyor. Kırsalda yaşayan insanların konakladığı yapıların hemen hemen hepsi tek katlı ya da iki katlı. Kahramanmaraş Nurdağı istikametine baktığımızda büyük hasarlar var. Bunların yüzde 99’u bir katlı ya da iki katlı yapılar. Belediye binamızın bulunduğu Mahir Ünal Caddesi’nde sadece 2 bina yıkıldı, Atatürk Caddesi’nde de 3 bina yıkıldı. Bunların haricindeki 6 bin 650 yapıların tamamına yakını bir katlı ya da iki katlı yapılardı. İlk gün itibaren biz burada zincir marketlerden güvenlik güçlerinin kontrolünde vatandaşların ihtiyaçlarını tedarik ettik. Uygun olan lokantalardan da çorba dağıttık. Gıda yardımları 2. günün sonunda gelmeye başladı. Bugüne kadar toplamda 600’e yakın yardım tırı geldi. Ben hepsine teşekkür ediyorum. Organize sanayi bölgesinde bir depoda yardımları organize ederek vatandaşlara dağıttık. Bu süreçten sonra da çadır süreci başladı, bugüne kadar da yaklaşık 6 bin 500- 7 bin civarında çadır dağıldı. Burada çadırların çoğunluğunu orta hasarlı ağır hasarlı evlerin bahçelerine kuruldu. Hem evlerinden uzaklaşmamış hem mahalle kültürlerini devam ettirmek için hem de ağır hasarlı olmayan evlere girip çıkabilsinler diye böyle bir şey yaptık. Çadır konusunda hiç sıkıntı çekmedik. Her yere ihtiyaca göre isteyen herkese çadır verildi. Yaklaşık 15 gün önce de konteyner alanlarını belirledik. Bu alanları Türkoğlu merkeze toplamak istemedik, Türkoğlu’nun çevresine topladık. 4 noktada konteyner bölgesi belirledik, buraların altyapı çalışmaları bitti.”
Kalıcı konutlar konusunda hızlı bir şekilde çalışmalara başlandığını ifade eden Okumuş, “Kırsalda yaşayan insanlarımızın merkezde toplanması yerine Türkoğlu merkez, Kılılı, Şekeroba ve Beyoğlu beldelerine TOKİ alanları belirledik. Jeofizik ve Jeolojik etütler şu anda yapılıyor. Mart ayı içerisinde de konutların temellerinin atılmasını bekliyoruz. 80 bin nüfusun 20 binini merkezde, geri kalanını da kırsalda tutarak oralardan koparmak istemiyoruz. Bunun aksini yaptığımız zaman kırsaldan merkeze göç başlayacak. İnsanları kendi geçmişlerinden koparmamak adına 4 konteyner alanı 4 de kalıcı konut alanı belirledik. Depremin ilk gününden itibaren personellerimizle beraber gece gündüz halkın içerisindeydik. Cumhurbaşkanımızın talimatlarıyla bölgeye gönderilen milletvekilleriyle beraber afetzedelere kucak açtık. Yaraların bir an evvel sarılması, Türkoğlu’nun eski günlere geri dönebilmesi için muhtarla, esnaflarla esnaf odaları ile toplantı yaptık. Esnafların açılması için destekler verdik. Karaman Valisi talimatı ve İçişleri Bakanımızın direktifleriyle Türkoğlu’na 20, Kılılı’ya 20, Şekeroba’ya 20 ve Türkoğlu merkeze de 80 işyeri yapıyoruz. Bu sayı daha da artacak. Bir nebze olsa esnaflarımızın yaralarını sarmaya devam edeceğiz. Biz burada yıllardır sanayicilerimizi destekliyoruz. Buranın insanları göç etmesin diye destekliyoruz. Bunda da başarılı olduk. Büyük oranda işsizliği giderdik. Herkesin etkilendiği gibi sanayicilerde etkilendi. Kahramanmaraş-Kılılı arasındaki Türkoğlu 2 Organize Sanayi Bölgesi ve Ceceli’nin altındaki Türkoğlu 1 Organize Sanayi Bölgesi ağır hasar aldı. Türkoğlu 1 Organize Sanayi’de sadece 1 tane firma aktif olarak çalışıyor. Türkoğlu 2 Organize Sanayi Bölgesi’nde de 2 tane firma çalışıyor. Buralarda 100’e yakın fabrika vardı. İş İnsanlarına gerekli destekler Cumhurbaşkanımız tarafından açıklanıyor. Yatırımcılarımızda çok gayretli, bir an önce yaraların sarılmasını ve fabrikalarını faaliyete geçirme çabasındalar. Depremle beraber dışarıya giden işçilerin geri dönüşleri de başladı. İş insanları bundan biraz tedirgin olmuştu. ‘Fabrikayı açsak bile işçi bulabilir miyiz acaba’ diye bir düşünce vardı. ‘Kahramanmaraş’tan gidenlerin yüzde 99, 9’u geri gelir’ dedim. Çünkü aidiyeti seven insanlarız. Herkes gibi sanayicilerimizde depremzede, onlarında bir an önce desteklenip bacalarının tütmesini bekliyoruz. Türkoğlu en rahat ilçelerden birisi, Sayın Vali Bey burayı biliyor. En az benim kadar buradaki vatandaşları tanıyor. Burayı bilmesi bizim için çok büyük bir avantaj oldu. Karaman Belediyesi, Karaman Ticaret Borsası, Karamanlı iş insanları bizlere destek olmak için burada. Sadece 100 tır Karaman’dan geldi. İlk günden itibaren kurduğumuz çadır kentlere çadırlar kurduk. Bir tanesi sosyal market, bir tane bay-bay mescit, bir tane de çocuklarımız oynayabileceği oyun çadırı, bir tane de psiko-terapi çadırı kurduk. Bundan sonraki süreç çok önemli, herkesin cenazesi var, herkesin derdi sıkıntısı var, herkesin yaraları var. Bu süreçte kurumlarımızla beraber halkımızı bırakmadan elimizden gelen gayreti göstermemiz lazım. Devletimiz, belediyeleri, kaymakamlıkları, valileri maddi ve manevi anlamda destekliyorlar. Düzce Belediyesi’nin kardeş belediye olması bizim açımızdan şu şekilde önemli, 1999 yılında onlarda bizim gibi çok büyük bir deprem atlattılar. Onların deprem tecrübesinden faydalanıyoruz. Bugün bu afeti yaşadık ama bundan sonra yaşamamak adına bakanlıklarımızla beraber koordineli bir şekilde çalışıp, nüfus artış hızına göre yeni kalıcı konutların, güçlü zeminlerde yapılması gerekiyor. Türkiye’de şöyle bir handikap var, ovanın dışındaki çoğu yer, zemini sert olan yerlerin çoğunluğu ormanlık alan. Benim naçizane görüşüm, fay hatları haritasına baktığımızda kırmızı renkle olan şehirleri fay kanunlarıyla desteklenip gerek kentsel dönüşümde öncelik verilmesi, gerekse de her ilin her ilçenin nüfus artış hızına göre 50 yıllık periyotlar halinde tespit yapılarak insanların yaşayabileceği sert zeminli yerler bulmamız lazım.”