Yönetimde ve görevdekilerin de biraz vurdumduymazlığı, biraz el birliği ile ev sahibinin kiracısını, ahrette ilk sorulacağımız komşunun komşusunu, kundaktaki bebektin, Cennet onların ayaklarının altında denilen analara kadar 105 kişinin hunharca katledilişinin 33. yıldönümün.
Bir yandan PKK, bir yandan DHKP-C, bir yandan da her iki tarafı yani Alevi ve Sünnileri bir kez daha karşı karşıya getirip bozulacak huzurdan manevi menfaat temin etmeyi düşünenlerin haftalardır lobi çalışması yaptıklarını biliyordum.
PKK Suriye’den telsizle ‘Alevi ve Sünnilerin içine sızın çatışma ortamı yaratın’ derken DHKP-C yandaşlarını bu şehre taşımak için, bir başkaları da her ikik tarafa verdikleri Şirincelikle kışkırtıcılık yaparken ben ne yazmalıydım ki?
33 yıl önce dış güçlerin yazdığı, ajanlarının taa bu şehre kadar gelerek başladıktan sonra geriye çekildikleri bu kanlı oyun, son iki yıldır yine Kahramanmaraş’ta sahneye konulmak isteniyor.
Sanki 92 yıl önce Uzunoluk hamamından çıkan Maraşlı kadınlara tecavüz etmeye kalkışan emperyalist güçlere karşı omuz omuza mücadele edip ‘Maraş’ olan adının önüne ‘Kahraman’ unvanını kazandırıp
‘Kahramanmaraş’ yaparken Alevi si Sünni’si birlikte değil miydik?
Omuz omza çarpışıp, malenin burçlarından silah gücüyle indirilen Türk bayrağını yeniden oraya birlikte çekmedik mi?
İstiklal Madalyası’nı Alevi’si ile Sünni’si ile birlikte kazanmadık mı?
33 yıl önce şimdi bu şehrin girişindeki İstiklal Madalyası antınıdan daha büyük ‘Katil Maraş’ damgasını anlımızın orta yerine sürenler hepimize bu şehirdeki hem Alevi’si ne hem Sünni’sine maddi ve manevi zarar vermediler mi?
Tüm sorularımın cevaplarına ‘Evet’ deyiniz.
Öyleyse gelin Kahramanmaraşlılar, bu yarayı kaşıyıp kanatmak isteyenlere fırsat vermeyelim. Yaramızı elletmeyelim. Bu yara kaşınır ve kanarsa akacak kan mezhep gözetmeksizin hepimizin üstünü lekeler.
Öyleysee… Yarın 24 Aralık. Kahramanmaraş’ta yaşayan Alevi de Sünni de bilmelidir ki yarın ağımızdan çakacak tek gereksiz söz, bir küçük lüzumsuz ve düşüncesiz hareket, başta PKK olmak üzere her türlü örgütün ekmeğine yağ sürer. Onların amaçlarına hizmet eder.
Kahramanmaraşlı olarak ikinci bir kara lekeyi anlımıza sürdürmemek içir, yaşadığımız huzuru bozmamak için il dışında yaşayan dost ve akrabalarımız, çeşitli üniversitelerde okuyan gençlerimizin istikballerini karatmamak için kendimize yakışanı yapalım
Ne mi yapalım
‘İt ürür kervan yürür’ deyip yarın ve her daim 33 yıldır yaşadığımız gibi yaşayalım. Kardeşçe, dostça…
(23 Aralık 2011 Sabah Gazetesi Güney ekinden alınmıştır. Sırrıberk Arslan’nın köşesidir)