Arslan, “RESMİ NİKAH-DİNİ NİKAH İKİLEMİ YAŞATMAYACAĞIZ”
Kahramanmaraş Diyanet-Sen Şube başkanı Ekrem Arslan Diyanet-Sen’in 2007 yılından beri toplu sözleşme masasına taşıdığı “müftülere nikah kıyma yetkisi verilmesini içeren “Nüfus Hizmetleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı”nın TBMM genel kurulunda kabul edilmesinin memnuniyet verici bir gelişme olduğunu söyledi.
"Müftülere resmi nikah kıyma yetkisi"ni de içeren Nüfus Hizmetleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı’nın TBMM Genel Kurulu’nda kabul edilmesi ile birlikte nikah kıyabilecekler arasına il ve ilçe müftüleri de eklenmiş oldu.
Konuyla ilgili bir açıklama yapan Diyanet-Sen Kaheramanmaraş Şube Başkanı Ekrem Arslan,çözüm odaklı bu tasarı maalesef bazı kesimleri rahatsız etmişti. Özellikle kadın hakları açısından son derece önemli bir düzenleme olan müftülere nikah yetkisini içeren kanun tasarısının tartışmalara rağmen TBMM’den geçmesi memnuniyet verici bir gelişmedir” dedi.
Arslan, tasarının TBMM gündemine geldiği günden beri bazı kesimler tarafından yanıltıcı ve gerçeği yansıtmayan bilgilerle kamuoyunun kafasının karıştırılmaya çalışıldığına dikkati çekerek, “Yıllardır nikahın tek olduğunu ve bununda resmi nikah olduğunu savunan Diyanet-Sen, vatandaşlara nişan ve düğün törenlerine resmi nikah-dini nikah ikilemi yaşatmamak için, isteyen vatandaşların nikah töreninde müftülere verilecek yetki ile bu görevin yerine getirilebileceğini 10 yıldır dile getiriyor. Maalesef konunun TBMM gündemine gelmesi ile birlikte kamuoyunu yanıltmaya yönelik yayınların artarak devam ettiği görülmektedir. Bu düzenlemeyle belli kesimlerin Müslüman toplumun içinde yaşadıklarını unutmuş olarak, hala din adamlarına karşı bir duruş sergilemeleri üzücü bir durumdur. Din adamlarının da kamu görevlisi oldukları görmezden gelinmektedir. Nikah memurlarının yaptığı işin uzmanlık gerektirmediği, basit bir kayıt altına alma işlemi olduğu bilindiği halde müftülere yönelik bu negatif tutumun işle ilgili değil, ideolojik bir yaklaşımın ürünü olduğu anlaşılmaktadır. Nitekim düzenlemeyi bir soruna dönüştürenlerin sık sık medeni hukukun yanında İslam hukuku uygulamasıyla bir çift hukuklu sistemin ortaya çıkacağı yönündeki iddiaları bu ideolojik yaklaşımı bütün açıklığıyla ortaya koymaktadır.” İfadelerine yer verdi.
“Türkiye’de hiçbir mevzuyu asli yönüyle tartışamayışımızın temel nedeni de bu ideololojik tutumun körleştiriciliğidir.” Diyen Arslan açıklamasına şöyle devam etti:
Tasarının kabul edilmesi ile birlikte resmi nikahla ilgili hiçbir değişiklik olmadı. Yalnızca nikahı kıydırabileceklerin arasına müftü de eklenmiş oldu. Bu çok açık ve anlaşılır bir durumdur. Kanunda sırf müftü kelimesinin geçiyor olması bile bazı kesimleri rahatsız etti. İçeriğine bakma gereği bile duymadılar. Yıllardır her fırsatta milletimizin dini değerlerini ötekileştirme ve kavga sebebi yapmaya kalkanlar müftülerimize nikah kıyma yetkisi verilmesi mevzusunu da kavgaya dönüştürmek için fırsat kolladılar. Neyse ki bütün bu olumsuz girişimlere rağmen TBBB genel kurulunda tasarı kabul edildi.
Resmi kayıtlara girmeyen nikahların kadının haklarını korumadığı, bilakis bir istismar ve mağduriyet alanı ürettiği açıktır. Tasarının kabul edilmesiyle resmi nikah oranının artacağını ve kayıt altına alınmayan nikahların azalacağını düşünüyoruz. Müftülere verilen bu hakkın kadın haklarını korumaya dönük son derece işlevsel bir rol oynayacağını ve bir çok sorunu çözüme kavuşturacağını ön görüyoruz.
Pratikte, dini ve resmi nikah şeklinde iki uygulamanın olduğu ülkemizde, müftülere nikah kıyma yetkisi vermek iki başlılığı ortadan kaldıracaktır. İki başlı nikah, kayıtsızlığı beraberinde getirdiğinden, müftülerin nikah yetkisi kayıtsızlığı da sona erdirecektir. Böylece kayıtsızlığın ortaya çıkardığı istismar ve mağduriyetler de ortadan kaldırılmış olacaktır.
Vatandaşların nerede ve kimde nikâh kıydıracakları tamamen kendi serbest iradelerine kalmış bir husustur. Yani isteyen il ve ilçe müftülüklerinde, isteyen de belediyelerde nikâhlarını kıydırabilecektir. Bu basit gerçekliği örterek, konuyu saptırmak, milletin kafasında soru işaretleri oluşturarak konuyu bir problem haline getirmek malum çevrelerin bildik taktiklerinden başka bir şey değildir.
Kabul edilen tasarının kadın mağduriyetlerini önlemede önemli katkılar sağlayacağına inanıyor tüm halkımıza hayırlı uğurlu olmasını diliyoruz.”şeklinde konuştu.
Haber: Hacı Ali Güneçıkan