Kahramanmaraş Kamu Hastaneleri Birliğine bağlı Necip Fazıl Şehir Hastanesinde Beslenme ve Diyet Uzmanı olarak görev yapan Emel ZORLU ÖLMEZ, Ramazan sonrasında sağlıklı beslenme ile ilgili önerilerde bulundu.
Beslenme ve Diyet Uzmanı ZORLU ÖLMEZ, “Bir ay boyunca oruç ibadetimizi yaptık ve artık ramazan ayı boyunca ağır iftar davetleri, uzun süre aç kalmanın da etkisiyle yavaşlayan metabolizmamızı hızlandırmanın zamanı geldi. Bu nedenle, ramazan sonrası öncelikle hedef, bayramın birinci gününden itibaren yavaşlayan metabolizmamızı eski haline getirebilmek az ve sık aralıklarla beslenmek olmalıdır” dedi.
ZORLU ÖLMEZ, oruç tutan kişiler, günlük öğün sayısını azaltmaları ve beslenme düzeninde meydana gelen değişiklikler nedeniyle, bayramda normal yeme düzenine geçtiklerinde psikolojik olarak daha fazla yemek yeme eğilimine girmektedirler. Bazılarımız hala kendilerini oruç tutuyor zannederken, bazıları ise “oruç bitti şimdi yeme zamanı'” diyerek aşırı miktarda besin tüketirler. Bu durumda fazla miktarda ve çok çeşitli beslenme düzenine, bir ay boyunca günde en az 16 saat aç kalan bir metabolizma elbette ciddi tepki gösterecek ve rahatsız olacaktır. Bayram sonrası aşırı yemek yeme ile bazı problemler kaçınılmaz olur. Bunların en önemlisi hazımsızlık ve mide problemleridir. Ayrıca, gelenek üzere bayramda tatlı tüketiminin de arttığını belirterek Ramazan ayı sonrası nelere dikkat edeceğimiz konusunda önerilerde bulundu.
Yaşamın her döneminde yeterli ve dengeli beslenme sağlığın korunması için esastır. Bu nedenle, dört besin grubunda bulunan çeşitli besinler en az 3 ana ve 2 ara öğünde yeterli miktarlarda alınmalıdır.
Ramazan ayının sonlanması ile beraber tüketilecek yiyeceklerin miktarını aniden arttırmayınız. Öğün araları en az 2 en fazla 4-5 saat olacak şekilde düzenleyiniz.
Ramazan bayramı boyunca tatlı, çikolata tüketimine dikkat edilmeli, çevrenin ısrarcı tutumlarından ve aşırı yeme eğiliminden mümkün olduğunca uzak kalınmalıdır. Bu gıdaları bayramda birdenbire sık tüketmek sindirim sistemi problemlerine ve kan şekerinin hızlı yükselmesine neden olarak çeşitli rahatsızlıklara yol açabilir. Eğer tatlı tüketmek çok isteniyorsa hamurlu, şerbetli tatlılar yerine sütlü tatlılar, dondurma tercih edilmelidir.
Bayram sabahı hafif bir kahvaltı ile güne başlanmalıdır. Kahvaltıda kızartma, kavurma yöntemleriyle pişirilmiş besinler yenilmemelidir. Bayram ziyaretlerinde geleneksel olarak tatlı ikramı olacağından kahvaltıda şeker, bal vb. tatlı besinlerin bulundurulmaması yararlı olacaktır. Domates, salatalık, maydanoz, taze biber vb. çiğ sebzeler bolca tüketilmeli, az yağlı peynir tercih edilmelidir. Haşlanmış yumurta tercih edilmelidir. Sucuk, salam, sosis vb. yağlı besinlerden, börek vb. hamur işi gıdalardan sakınılmalıdır. Ekmek olarak tam buğday ekmeği tercih edilmesi kan şekerini kontrol altında tutar ve tokluk hissi verir.
Bayram süresince ve bayramdan sonra da sıvı alımı arttırılmalı, günde yaklaşık 2 litre su içilmeli, sıvı tüketimini artırmak amacıyla öğünlere ayran, komposto gibi sıvı gıdalar eklenmelidir.
Ramazan ayı süresince oruç tutma nedeniyle yaşanan kabızlık gibi bazı sindirim sistemi rahatsızlıklarının önlenmesi açısından mevsiminde bol sebze ve meyve tüketimi önemlidir. Yetişkin bireylerin imkanlar dahilinde günde 5 porsiyon sebze ve meyve tüketmeleri önerilmektedir.
Şeker, kalp ve yüksek tansiyon hastaları ile kronik hastaların, sürdürdükleri diyete bayram süresince de özen göstermeleri önemlidir. Ayrıca, 0-12 yaş grubu bebek ve çocukların, büyüme ve gelişime katkısı olmayan, boş kalori kaynağı şeker ve şekerli besinlerden uzak tutulmaları, bu tür besinlerin tüketiminden sonra diş temizliğine özen gösterilmesi gerekmektedir.
Ramazan boyunca gece kalkıp sahur yemeği yemek, ramazandan sonra gece yeme alışkanlığı seklinde sürdürülmemelidir
Her gün düzenli yapılan fiziksel aktivite, fiziksel ve zihinsel sağlığı olumlu yönde etkilemekte, oruç tutma nedeniyle azalan metabolizma hızının artmasına imkan sağlamaktadır. Bu nedenle günlük 30-45 dakika egzersiz yapılmalıdır.