Saffron Otel'de yapılan genel kurul toplantısına; Hak-İş Konfederasyonu Genel Başkan Yardımcısı ve Öz Orman-İş Sendikası Genel Başkanı Settar Aslan ve Orman Bölge Müdürü Mehmet Sabuncu da katıldı.
Öz Orman-İş Genel Başkanı Settar Aslan, genel kuruldaki konuşmasında; özgürlüklerin ortadan kaldırıldığı ortamlarda, ilk zararı emekçilerin gördüğünü belirterek, "Bu yüzden biz, ekmek mücadelemiz kadar da özgürlük ve demokrasi mücadelesi veriyoruz." dedi. Orman Teşkilatı ve TİGEM işletmelerinde çalışan işçilerin, geçmişte uzun yıllar boyunca kamudaki en düşük ücreti aldığını anlatan Settar Aslan, "Bu işçilerimiz Öz Orman-İş çatısı altında toplandıktan sonra yaptığımız toplu iş sözleşmeleriyle, bugün orman ve tarım işçilerimiz, ücret ve sosyal haklar bakımından kamuda ilk beşe girmiştir." diye konuştu.
Settar Aslan, geride kalan süreçte, işçilerin ağır sorunlarını büyük ölçüde çözdüklerini de anlatarak, "Bugün en önemli sorunumuz, geçici işçilerimize kadro verilmesidir. Orman teşkilatında yılın 12 ayında yapılacak iş olduğu halde, maalesef bizim 9 bini aşkın işçimiz, yılın 5 ay 29 gününde çalıştırılıyor. Yılın diğer yarısında yapılması gereken işler ise, hizmet alımıyla yürütülmek isteniyor. Geçici işçilerimize kadro almak için mücadelemiz devam etmektedir. Kadro adama değil, işe verilmelidir." dedi.
Aslan, sendikal mücadeleyi bir 'kavga zemini' olarak görmediklerini de anlatarak, şunları söyledi:
"Biz işletmelerimizi, işyerimiz ve ekmek teknemiz olarak görüyoruz. İşimiz zarar görürse, ekmeğimizin küçüleceğini biliyoruz. Sendikacılığı da bu bilinçle yapıyoruz. Kimse bize, oturduğu köşelerden, 'Hadi, ne duruyorsunuz, çıkın sokağa…' demesin. Geçmişte sokağa çıktığımızda neler olduğunu gördük. Kargaşa dönemlerinde en büyük kırbacı yiyen, biz emekçiler oluyoruz. O yüzden, biz nerede duracağımızı biliriz. Bize akıl verenler, buyursun kendileri sokağa çıksın."
Settar Aslan, çevre ülkelerde yaşanan zulüm ve savaşlardan kaçanların Türkiye'ye sığındığını, ancak benzer bir faciada Türkiye'de yaşayan insanların gidebileceği bir yer olmadığını anlatarak, şöyle devam etti:
"Bu güzel ülkenin kıymetini bilelim; ülkemizi karıştırmak için çabalayanlara fırsat vermeyelim. Türkiye Cumhuriyeti bir 'türedi devlet' değil, coğrafyaya 600 yıl hükmetmiş bir cihan devletinin mirasçısıdır. Büyük bir kültür ve medeniyetin mirasını taşıyoruz. O yüzden, bu ülkede yaşayan insanlar olarak, paylaşamayacağımız bir şey yoktur. Bu ülkede, kurt ile kuzu yan yana yaşayabilir." diye konuştu.
Orman Bölge Müdürü Mehmet Sabuncu da, işveren olarak, Öz Orman-İş Sendikasıyla son derece uyumlu bir çalışma yürüttüklerini ve ortaya çıkan sorunları, karşılıklı saygı ve aile birliği anlayışı içinde çözdüklerini söyledi. Sabuncu, genel kuruldan sonra oluşacak yönetimle de, gelecekte iyi bir çalışma yürüteceklerini sözlerine ekledi.
Şube Başkanı Latif Çoban da, orman emekçilerinin çoğu zaman dağ başlarında, doğal ortamlarda hizmet verdiğini anlatarak, "Zor şartlarda çalışan işçilerimizi hiçbir zaman yalnız bırakmadık. Öz Orman-İş'in varlığını, samimiyetini ve sıcaklığını tüm üyelerimize hissettirmek için var gücümüzle çalıştık." şeklinde konuştu.
Çoban konuşmasının devamında şunları söyledi:
"Sendika olarak; tarım, ormancılık, hayvancılık ve balıkçılık sektöründe faaliyet gösteriyoruz. Üyelerimiz; bu ülkenin yeşiline, ağacına, doğasına, suyuna, havasına ve gıdasına hizmet veriyor.
Deyim yerindeyse, ülkemizin havasında, suyunda ve ekmeğinde emeğimiz var. O emeğin sahibi olan nasırlı elleri temsil ediyoruz. Ekmeğini, büyük emekle kazananları temsil ediyoruz. Bizim emekçilerimiz, çoğu zaman kentlerin ferah ortamlarından uzakta; kırsalda ve dağ başlarında hizmet vermektedir.
Bu yönüyle emekçilerimiz, hayatın 'zor bölümünü' yaşamaktadır.
Emekçilerimizin hepsi, insana ve doğaya hizmet vermenin onurunu, bir şeref tacı gibi taşımaktadır.
Bütün orman emekçilerimiz saflarımızda toplandığı gibi, ülkemiz tarımına hizmet veren kardeşlerimizin de büyük bölümü, artık bizimle birlikte...Hep beraber, omuz omuza veriyoruz emek mücadelemizi. İnşallah önümüzdeki süreçte; Tarım Teşkilatındaki diğer kardeşlerimiz başta olmak üzere, taşeron işçilerini ve özel sektörde çalışan tüm tarım, orman, hayvancılık ve balıkçılık emekçilerimizi de saflarımızda görmek istiyoruz. Bunun için, Genel Merkezimizin dirayetli yönetimiyle birlikte, el ele, omuz omuza mücadeleyi sürdürmeye kararlıyız." Dedi.
"Bizim işkolumuz, doğası gereği, ülkemizin bütün sathına yayılmıştır" diyen Çoban, "Diğer işkollarında, faaliyet sahası genellikle belirli iller veya bu illerdeki kent merkezleri ve hatta o kentlerdeki belli sanayi bölgeleri olabiliyor.
Fakat bizim için 'işyeri' demek, bütün bir Türkiye demektir.
Bizim için 'işyeri' demek, bütün bir gökkubbenin altı demektir.
Bu yüzden, çalışma şartlarımız, diğer birçok işçi kardeşimizden daha zor ve ağırdır.
Bir de, bizim yaptığımız işin büyüklüğü, önemi ve yaşam üzerindeki etkileri, her zaman göze görünmez.
Bizim emekçilerimiz, çoğunlukla taşrada hizmet verdiği için, yaptığı işler dikkatlerden uzak kalır. Çoğu zaman 'ürettiklerimiz', 'hava'ya gittiği için farkına varılmaz.
Oysa o temiz 'hava'nın yokluğu, hayatın da yokluğu demektir.
Geride bıraktığımız süreçte, sendikamız Öz Orman-İş, orman teşkilatımız için 4. Dönem ve TİGEM'lerimiz için de 1. Dönem Toplu İş Sözleşmelerimizi imzaladı. Elbette bu sözleşmelerle, her sorunumuzu çözdüğümüz iddiasında değiliz. Fakat, acil kabul edebileceğimiz sorunlarımızın çoğunu hallettiğimiz bir gerçektir. Ufak tefek sorunları bir kenara bırakırsak, şu an önümüzdeki en büyük sorun 'kadro' konusudur. Sayıları 9 bini aşmış bulunan geçici statüdeki işçilerimiz için kadro mücadelemiz aralıksız devam ediyor. Bu konuda hem şube ve bölge başkanlıklarımız, hem de Genel Merkezimiz elinden geleni yapmaktadır. Seçim zamanlarında, deyim yerindeyse, bütün ülke sathında, her partiden siyasetçiyi ablukaya alıyoruz. Kadro talebimizi, haklı gerekçelerimizle birlikte izah etmeye çalışıyoruz. Yaptığımız iş sürekliyken, bizlerin 'geçici' olmasının yanlışlığını anlatıyoruz.
Emekliliği gelen işçinin, kadrosunun da iptal olmasının bir 'garabet' olduğuna, başta Orman ve Su İşleri Bakanımız ile Maliye Bakanımız olmak üzere, herkesi ikna etmeye çabalıyoruz. İnşallah bu mücadelemizde de, önümüzdeki dönemde başarılı olacağımıza inancımız tamdır.
Öz Orman-İş Sendikası Kahramanmaraş Şube Başkanlığı olarak, geride kalan 4 yıla yakın sürede, üyelerimizin sorunlarını çözmek ve onlara, sendikalarının her zaman yanlarında olduğunu göstermek için yoğun bir faaliyet sergiledik.
Gece-gündüz demeden, hem merkezlerde, hem de kırsalda hizmet veren üyelerimizin yanında yer aldık. İşyerlerimizde yaşanan sorunları, kırıp dökmeden ve incitmeden, mümkün olduğunca diyalog kanallarını kullanarak çözmeye çalıştık.
Üyelerimizin dertleriyle dertlendik, sevinçleriyle coştuk.
Yangına müdahale eden üyelerimiz, o en zor anlarda bizleri yanında gördü.
Düğünü, sünneti, cenazesi olan kardeşlerimizle her zaman birlikte olduk.
Öz Orman-İş'in varlığını, samimiyetini, sıcaklığını üyelerimize hissettirebilmek için elimizden geleni yapmaya gayret ettik.
Bölgemizdeki bu ve benzer faaliyetlerimizin yanında, Genel Merkezimiz ve Hak-İş Konfederasyonumuz tarafından yürütülen ulusal düzeydeki etkinlik ve eylemlerde de şube yönetimi ve üyelerimizle birlikte yer aldık." şeklinde konuştu.
Genel Kurul Divan Başkanlığını Öz Orman-İş Genel Teşkilat Mali Sekreteri Ali Bilgin, Başkan Yardımcılıklarını Öz Orman-İş Genel Sekreteri Bayram Ayaz, Adana Şube Başkanı Şahin Cerit ve Şanlıurga Orman ve Su İşleri Müdürlüğü İşyeri Temsilcisi İmam Anuk'un yaptığı genel kurula, Öz Orman-İş Genel Teşkilat Sekreteri Zeki Sungur Kızılkaya, Genel Eğitim Sekreteri Mustafa Çınar, Genel Mevzuat-Araştırma Sekreteri Mehmet Çelik, bazı orman işletme müdürleri ile sivil toplum kuruluşları temsilcileri ile çok sayıda orman ve tarım işçisi delege katıldı.
Latif Çoban ve Ali Döngel başkanlığındaki iki farklı listeyle girilen seçimde; Şube Başkanlığına Latif Çoban, Şube Sekreterliğine Yücel Avcıoğlu ve Şube Mali Sekreterliğine de Toymuk Toy seçildi.
Haber: Ali EVRAN
Haber: Ali EVRAN