Kahramanmaraş Milletvekili aday adayı Adem Gürz bir basın açıklaması yaptı:
“Çok değerli ülküdaşlarım, saygıdeğer basın mensupları, il başkan yardımcım, ilçelerden gelerek bizleri onurlandıran aday adayları ve ilçe başkanlarım, merkez ilçe başkanlarım, ocak başkanlarım, mensubu olmaktan her zaman onur duyduğum bütün gençliğimi geçirdiğim ülküocakları ülküocaklılar, değerli hanımefendiler Asenalar, ve siz kimi zaman derviş yunus kimi zaman yavuz, kimi zaman elinde üç hilal surlarda Ulubatlı Hasan, beni aşarak bizi hisseden, biz diyerek nefsiniz kör kuyulara atan, otuz yıldır kırk yıldır bu davaya fedakarca emek veren gerçek abiler, horasan erleri, ak saçlılar sizlerde hoş geldiniz şeref verdiniz..
Konuşmama başlamadan önce hareketimizin kurucusu cennet mekan başbuğumuzu, ülkücü şehitlerimizi ve bu vatan için, bayrak için toprağa düşmüş aziz şehitlerimizi rahmet ve minnet anıyor, aziz hatıraları önünde saygıyla eğiliyorum.
Dürüst, ilkeli ve bilge liderimiz sayın devlet bahçeli beye saygı, muhabbet ve bağlılıklarımı ifade etmek istiyorum.
Bugün 12 Eylül, ülkücü hareket için çok kötü anılarla dolu kara bir gün. 12 Eylül ülkücü hareketin üstünden bir silindir gibi geçmiş, ülküdaşımız idam edilerek, cezaevlerinde işkence görerek şehit edilmiştir. Birçoğu da hayatlarının baharını cezaevlerinde geçirmiştir. O gün bu ihtilali gerçekleştirenler Türk milletinin vicdanında hapsolmuşlardır. Ülkücüler ise gönüllerde taht kurmuştur.
Ülkücülerin mücadelelerinin doğruluğu bir defa daha ispat edilmiştir. Bu vesileyle 12 Eylülü ve kara zihniyetini kınıyor şehitlerimizi rahmetle anıyorum. Bizlere bıraktıkları emanetleri sonuna kadar şerefle taşıyacağımıza söz veriyoruz. Ne kahpe eylülleri unutacağız, ne de o günlerin yiğit çocuklarını.
Çok değerli ülküdaşlarım saygıdeğer basın mensuplar,
Ülkemiz kan gölüne döndü, milletimiz arasında ayrılık oluştu. Bizi birbirimize bağlayan değerleri bir bir kaybetmeye başladık. Milletimiz ve devletimizin istikbali için bir kaygısı olmayan iktidar ve saray, kutuplaştırma siyasetinin sonuçlarını almaya başladılar. Ülkemiz eğer önlem alınmazsa hızla iç savaşa ve bölünmeye doğru gidiyor. Bin yıllık kardeşliği bozmaya çalışan odaklar ile hükümet el ele vermiş durumda. Türkiye cumhuriyetinin kuruluş felsefesi ve değerleri ile çatışan, Türk milletinin milli ve manevi duygularını yozlaştıran bu hükümet güzel ülkemizi kaosa doğru sürüklemektedir.
Geldiğimiz bu aşamada çözüm denilen çözülmenin PKK ‘ yı silahlandırma ve saldırı konumuna getirme süreci olduğu somutlaşmıştır. Şehitlerimizin vebali, anaların acı ve gözyaşları AKP ve sarayın omuzlarındadır.
Kendisinden başka hiç kimsenin düşüncesine itibar etmeyen hiçbir milli gücün varlığını kabul etmeyen, bu hükümet milliyetçi hareket partisinin ve bilge liderinin on yıldır yaptığı uyarıları dikkate almamıştır. Çözüm sürecinin bir ihanet süreci olduğunu biz haykırdıkça hükümet duymadı. Ülkemizin doğu ve güneydoğusunda devlet otoritesinin kalmadığını biz söyledikçe hükümet görmezden geldi.
Bu ayrılıkçı politikanızla milletimiz ve ülkemiz bölünüyor dedikçe; bu hükümet bizi suçladı. Gelinen süreç gösterdik MHP söylediği ve ön gördüğü her şeyde haklı çıktı. Artık bunu milletimizin ve halkımızın görmesi gerekiyor.
Ülkemiz ve milletimiz üzerine oyun oynayan odaklar hükümetin her türlü yardımına rağmen başarılı olamadılar. Çünkü karşılarında her zaman MHP yi ve devlet bahçeliyi buldular. Oyunlarını bozan bu milli gücü son kaleyi yıkmadan bu ülkeyi bölemeyeceklerini gördüler. Bütün güçlerini MHP bozma zayıflatma devlet bahçeli siz bir mhp arzuları için harcamaya başladılar. Yerli işbirlikçileri ve kalemi zehir saçan sözde aydın ve yazarları da kullanarak MHP üstünde baskı kurmak ve toplumun algısını kurgulamak için her şeyi yaptılar.
Yedi haziran seçimlerin den sonra AKP nin tek başına iktidara gelememesi, sarayın başkanlık hayallerini, PKK nın özerklik ve bağımsızlık hayallerini, bop projesinin mimarlarının da Ortadoğu’daki hayallerini suya düşürdü. İşte oyun buradan sonra başladı. Milli güçleri ve refleksleri yok etmek ve toplumu farklı düşüncelerde toplama düşüncesi harekete geçti. Başbakanın balkon konuşmasında ufukta yeniden seçim gözüküyor sözü sarayın bir mesajıydı. Sadece okuyucusu başbakandı ilerleyen zamanlarda bunu hep birlikte gördük. Hükümetin kurulmaması yönünde başbakan ve saray her türlü manevrayı yapmıştır. Milletimizin aklı ile dalga geçer gibi, bunun suçlusu MHP ymiş gibi göstermeye çalışmıştır.
MHP yi hükümeti kurmamak ve hayırcı ilan etme projesi uygulanmaya koyulmuştur.
Genel başkanımızın bu oyunların hepsini bozacak çıkışları gelince şaşırdılar ve bocaladılar.
Genel başkanımızın; 4 madde komsunda samimi olun hükümeti kuralım düşüncesi karşısında başbakan saraya yenilmiştir.
Ülkücüler ve türk milliyetçileri bütün oyunların farkında ve idrakindedir. Bu nedenle türk milleti ve devletinin düşmanlarına buradan seslenmek istiyorum; MHP şimdi her zaman kinden daha diri daha birlik içinde ve daha güçlü bir şekilde liderinin arkasında dim dik durmaktadır. Hiçbir provokasyon girişimi bizi etkileyemez. Liderimizin emri olmadan asla sokağa çıkmayacağız. Liderimiz emrederse de hiç kimsenin kuşkusu olmasın Anadolu’yu yeniden fethetmek uzun sürmeyecektir. Ülkücü iradenin milli gücünü kimse zayıflatamaz ve sorgulayamaz.
Çok değerli ülküdaşlarım sevgili basın mensupları;
AKP hükümetinin , bizim seçim çalışması stratejimizi bozmak için toplumda oluşturmak istediği en önemli algı; neden hükümeti kurmadı neden hayırcı davrandı sorularını yönelterek MHP yi zor duruma düşüreceklerini sanıyorlar. Değerli ülküdaşlarım savunma yapması gereken tek parti AKP dir. Milliyetçi hareket partisinin savunma yapmasını gerektiren hiçbir şey yoktur. MHP genel başkanına hükümet kurma görevi verilmemiştir. Koalisyon kurma teklifi de yapılmamıştır. Artık siz soracak ve sorgulayacaksınız. Çözüm ve ihanet sürecini soracaksınız,yolsuzluk ve hırsızlıkların diz boyu olduğunu soracaksınız, yolsuzluk yapan bakanların neden korunduğunu soracaksınız, bir makam bir koltuk için ülkenin nasıl kan gölüne döndürüldüğünü soracaksınız. Yani artık biz soracağız onlar cevaplayacak.
Bu seçim sürecinde çok akıllı, stratejik, çalışkan olacağız ve halkımıza tüm gerçekleri yorulmadan anlatacağız. Halkımızın doğruları görmeleri anlamaları için sabırla onları dinleyeceğiz ve ikna edeceğiz..
Türk milletini ve devletini canından çok seven, bu milletin kara bağrından çıkan, vatan millet ve bayrak sevdalısı olarak yetişen ülkücü kadrolar mutlaka göreve gelmelidir. Ülkemizin yegâne kurtuluşu MHP nin iktidarı ile mümkündür.
Türk milletinin asil evlatları , Türk devletinin asıl sahipleri ülkücüler olarak, hırsızlığa, yolsuzluğa, bölünmeye ve vatan topraklarının peşkeş çekilmesine baş kaldırıyoruz…
Dürüstlük ve duruş abidesi, ileri görüşlü, çelik iradeli gerçek devlet adamı, asrın lideri devlet bahçeliyi başbakan yapacağız. Ve milletimizin yolunu açacağız. İnanıyoruz…
Partimizin başarısı için birlik ve beraberliği sağlayacak, gönül seferberliği başlatacağız. Pozitif enerji oluşturarak samimiyetimizi yansıtacağız. Ülkücü hareketin vatanına milletine ve bayrağına olan samimiyeti torağın suya olan muhabbeti gibidir. Milletimiz bu haykırışımızı anlayacak;
Çünkü biz
Milletimiz artık duysun istiyoruz çığlığımızı!
Bu sessiz bir çığlık değil;
Bu çığlık milyonların gür sesi;
Umutsuzların umudu oldu artık…
Şuna emin olun ki ; Türk milletinin istikbalinin vebalini dürüstçe taşıyacağız.. Sözümüz söz çünkü;
Ülkücülük şereftir.. Asil ruhlar – cesaretli yürekler – ahlaklı bedenler taşıyabilir
Ancak….
Başbuğumuzun şu sözü ile bitirmek istiyorum;
Yer beni! Yer beni
İçerime bir kurt düştü, yer beni…
Bende bu işin üstesinden gelmezsem kara toprak sinesine sığdırmaz yer beni…
Allah yar ve yardımcınız olsun Allah’a emanet olun…”