Dulkadiroğlu İlçe Başkanı Mustafa Akpınar, yaptığı yazılı açıklamada, "Umarım bu son olur ve biz yanılırız. Anlamadınız, inanmadınız biz ne dediysek ırkçılık yaptığımızı iddia ettiniz. İçişleri Bakanının Rıza Zarrap denilen sözde hayırsever şahsın önünde takla attığı dönemde ne yazıkki terör ve bölücülük en üst noktada güçlenmiş hakimiyet alanları elde etmiştir.
AKP PKK ortaklığı ile yürütülen sözde barış sürecine zarar vermemek adına asker ve polisimiz Anayasa ve kanunlardan aldığı yetkileri kullanamadığı gibi, Terörle Mücadelede azim ve kararlılık sahibi Askeri ve Emniyet personeli, paralel casus darbeci söylemleri ve oluşturulan algı ile pasivize edilerek dağıtılmıştır. Adeta istihbaratımızın hafızası silinmiş, terörle mücadele eden personel vatan haini ilan edilerek ceza evlerine konulmuş, sürgün edilmiş pasif görevlere tayin edilmiştir. AKP nin bu tutum ve davranışından cesaret alan bölücü PKK teröristler doğu ve güneydoğu bölgemizde hakimiyet alanları oluşturduğu gibi batı bölgelerimizde de ellerinde uzun namlulu silahlar ile gösteri yapma cesareti bulmuşlardır. İstanbul Gazi mahallesinde meydana gelen olay bunun en son örneğidir ve ne acıdırki ellerinde uzun namlulu silahla yüzleri kapalı vatan hainlerine müdahale etme cesareti gösterilememiştir. MHP Milli menfaatlerimiz noktasında; kandırılan, aldatılan şahsiyetleri uykusundan uyandıracak, Vatanı sahipsiz zanneden PKK'lı vatan hainlerine gereken dersi ve cevabı verecek kabiliyette ve cesarettedir. Değerlerimizden canımız pahasına taviz vermeyeceğimizin bilinmesini isteriz" dedi.
ONİKİŞUBAT İLÇE TEŞKİLATINDAN DA TEPKİ
Onikişubat İlçe Başkanı Mehmet Şeker de yaptığı açıklamada, Terör saldırıları tahammül sınırlarını ve hazmetme ölçülerini çoktan aşmış durumdadır. Bu karanlık tablo ülkemize yansımakla kalmayıp doğrudan doğruya tesir etmektedir. Nitekim Türkiye'nin milli güvenlik ve asayişi yüksek yoğunluklu risk ve tehlikelerle karşı karşıyadır. "Analar ağlamayacak, terör bitti, bayrağa sarılı tabutlar gelmeyecek" yalan ve istismarına artık aldanacak kimseler kalmamıştır. Çözülme süreci PKK'nın hain taleplerine kuluçka işlevi görmenin yanında; devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne ağır hasar vermiştir. Bu gerçeği yok saymak, işlenen suç ve cinayetlere kılıf aramak hiç kimseye bir fayda sağlamayacağı gibi, iç huzur ve kardeşlik ikliminin lehine de olmayacaktır. Maalesef ki Türkiye, kaynak ve kökeni malum olan her türlü terör örgütünün saldırı ve tahrik kuşatması altına alınmıştır. Ülkemizin çevresindeki çember giderek daralmaktadır. Milliyetçi Hareket Partisi'nin şiddet ve teröre karşı nerede durduğu bellidir. Bu konuda hiç kimseye ispat yükümlülüğü yoktur. AK Parti hükümetinin 'PKK'ya verdiği tavizlerin, kurduğu pazarlık masaları, teröristleri taltif ve ödüllendirmesinin' emniyet ve asayişi bozmakla kalmayıp, kardeşlik ve birlikte yaşama iradesini de yaralanmıştır. Biteceği söylenen bölücü terör daha da azmış, daha da bilenmiştir. Bir defa daha çağrımızdır. Gelin önce PKK - PYD ve benzeri örgütleri, teröristleri lanetleyelim. Sonra da nereden, hangi şartlardan olursa olsun bütün terör olaylarını lanetlenmelidir, lanetlemeliyiz. Teröre toleranslı davranmanın, terörün başına sıfat koymanın maliyetlerini yeniden düşünmeliyiz. Açılımın, yanlış dış politikalarına yeniden gözden geçirilmesini ve teröre sıfır tolerans mantığı ile güvenlik tedbirlerinin üst sınıra çıkarılması gerektiği gerçeğini hatırlatmak istiyorum" dedi. (HABER MERKEZİ)