Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynak, Kahramanmaraş'ta gazetecilere iftar yemeği verdi. Kahramanmaraş Valisi Mustafa Hakan Güvençer, Ak Parti Kahramanmaraş milletvekilleri ve belediye başkanlarının da katıldığı iftar yemeğin ardından konuşan Kaynak, görev alanlarıyla ilgili bilgi verip gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Başbakan Yardımcısı Kaynak, ABD'nin desteklediği, YPG'nin de içinde bulunduğu Demokratik Suriye Güçleri'nin Suriye'de terör örgütü IŞİD'in 'başkent' ilan ettiği Rakka'yı kurtarmak için başlattığı operasyon nedeniyle olası bir göç dalgası durumunda Türkiye'nin izleyeceği yol ile ilgili şöyle dedi:
"Orada bir büyük oyun oynanıyor. Şu an bizim hemen Kilisimize çok yakın mesafede 180 bin insan ağaçların altında Türkiye'deki sivil toplum kuruluşlarımızın temsilcilerinin destekleriyle ayakta durmaya çalışıyor. Böyle bir göç dalgasını biz elbette istemeyiz. Ama böyle bir göç dalgası ihtimaline karşı da biz AFAD olarak, son hazırlıkları da gözden geçirdik. Böyle bir göç dalgasına karşı, onların acil barınma ihtiyaçlarının karşılanması önlemini alıyoruz. Önce DAEŞ çetesine saha teslim ediliyor, sonra 'Orayı DAEŞ'ten kurtarıyoruz' diye bir başka terör örgütüne teslim ediliyor. Orada demokratik nüfus yapısını bozmaya yönelik birçok faaliyetler var. Açık kapı politikası uygulamaya devam ederiz. Bu bizim insani görevimiz, bu bizim komşuluk görevimiz."
'CHP BİR İHTİYAÇ AMA, NASIL BİR PARTİ OLDUĞUNA KARAR VERMELİ'
Kaynak, şehit cenaze törenlerinde CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na yönelik saldırı ve protestolara ilişkin ise Cumhuriyet Halk Partisi'nin Türkiye için ihtiyaç olan bir parti olduğunu, ancak nasıl bir parti olması gerektiğine karar vermesi gerektiğini söyleyerek şöyle konuştu:
"Herkes kendi eliyle ne yaparsa onu götürür. Yani siz daha bir gün önce Midyat'ta 6 aylık hamile kadın, polis olmasını bir tarafa bırakın, karnında bir can taşıyor. Siz 6 aylık hamile bir kadını bunlar namert bir şekilde şehit edecek; bir çatışma değil, bir silahlı müsademe değil; terörün hedefi sivil, masum ayırmaz ama bu kadarı da olmaz. ve siz o akşam televizyon programında diyeceksiniz ki 'Biz cezaevlerinde DHKPC'liyi de, PKK'lıyı da ziyaret ediyoruz.' Kim cezaevinde ziyaret ettikleriniz? Kim DHKPC'liler; işte canlı bomba eylemiyle Türkiye'nin birçok yerinde yüzlerce insanın katline sebep olan terördür. PKK kim; otuz yıldan beri Türkiye'nin enerjisini adeta başka taraflara harcatan, 50 bini aşkın insanın canına kıyan, mal olan bir örgüt. Aslında Kürt düşmanı bir örgüt bu. Yani kendisi bir Kürt savunucusu değil, aslında bir Kürt düşmanı. Takip ettikleri bir hak falan da yoktur. Şimdi siz böyle diyeceksiniz; arka sırada o şehit polis kız kardeşimizin eşi de cenazede sizinle yan yana durmak istemeyecek ve dönüp Ak Parti'yi suçlayacaksınız, Cumhurbaşkanı'nı suçlayacaksınız. Siz Vezneciler'de sabah işine giden; İstanbul Üniversitesi çalışanı, banka çalışanı, başka biri de olabilir bu. Çok duygulandım o Ramazan'da biliyorsunuz ilk günüydü. Belki de sabah o polis kardeşlerimiz evden çıkarken eşine demişti ki; iftarda ben bu çorbayı istiyorum. Yani şimdi böyle olacak ve siz onları savunacaksınız. Ben şunu söylemeye çalışıyorum; Cumhuriyet Halk Partisi Türkiye için lazım, gerekli bir parti. Cumhuriyet Halk Partisi Türkiye için bir ihtiyaç. Ama Cumhuriyet Halk Partisi nasıl bir parti olduğuna karar vermeli. İnşallah kendilerine bir çeki düzen verirler. Siz bir yanda şehidin yanında, bir yandan da polisi, askeri katledenlerin cezaevinde yanında olamazsınız. Olabilirsiniz buna yasa imkan veriyor, ama o zaman millet böyle tavır gösterecektir."
'ERKEN SEÇİM İHTİMALİ GÖRMÜYORUM'
Başbakan Yardımcısı Kaynak, 152 milletvekili hakkında yargılama yolunu açan dokunulmazlık kanununun onaylanmasıyla ilgili de şunları söyledi:
"152 milletvekilinin dokunulmazlığı kaldırıldı biliyorsunuz. Aslında suçun yaklaşık yüzde 40'ı hakaretten. Yani hakaretten dolayı milletvekilliğini düşürecek bir ceza çıkacağını şahsen ben beklemiyorum, tabi bunu mahkemelerin bileceği iş ama onun dışında da Anayasa'nın temel bir kuralı var. Türkiye'de seçimi gerektiren Allah'a hamdolsun ne bir savaş hali var, ne başka bir durum var. Biz coşkuyla devam ederiz. Erken seçim ihtimali görmüyorum."