Sanayici ve işadamlarının kanunla kurulmuş mesleki örgütü olan Kahramanmaraş Ticaret ve Sanayi Odası (KMTSO), ramazanda bir iftar yemeği organize ediyor.
Ki, bu iftar yemeği geleneksel olarak ta sürdürülüyor.
Yani ilk değil.
İftara davetli olanlardan AK Parti dışında herkes katılıyor.
AK Partili Büyükşehir Belediye Başkanı, Belediye Başkanları, İl Başkan, İlçe Başkanı, Kadın Kolları Başkanı katılmıyor. Sadece, Büyükşehir Belediye Başkanvekili Cemal Tanrıverdi var; AK Partili olarak.
Durum böyle olunca da, iftarın ertesi günü kızılca kıyamet kopuyor.
Yorumların ardı arkası kesilmiyor.
Davete icabet etmeyenler, daha sonra davet sahiplerine hiçbir şey olmamış gibi davette bulunuyorlar.
Etik mi, değil elbette!
Ama savunmaları 'Bizim temsilcimiz vardı' oluyor.
Yerseniz. Buyurun buradan yakın…
**
Tam 3 yıl önceydi.
KMTSO Başkanı Kemal Karaküçük, düzenlediği bir basın toplantısında çok cesur sözler etmişti.
Hatırlayalım:
"Siyasi irade yetersiz kalıyor!"
Bal gibi bir laftı.
3 Ağustos 2012 tarihli 'Sen neymişsin be Kemal Abi' başlıklı yazımızda şu ifadeleri kullanmışız:
"Kemal Abi bir konuştu, pir konuştu.
Ortalığı Kel Ali'nin Bağı'na çevirdi.
'Adam doğru söylüyor' diyerek kendine çeki düzen vermesi gerekenlerde bir "afra" var, bir de "tafra."
Kemal Abi? Ticaret ve Sanayi Odamızın Yönetim Kurulu Başkanı.
Mehmet Abi'nin genel seçimler öncesinde görevinden istifa etmesi ile birlikte yönetim kurulu üyeleri arasında yapılan seçimle koltuğa oturdu.
Görevinin ilk günlerinde bir kez basının karşısına çıktı.
Sonra aradan 16 ay geçti, oda faaliyetlerini anlatmak üzere basının karşısına çıktı.
Ama ne çıkış.
*
TSO Başkanı Kemal Karaküçük, basın toplantısında AK Parti İl Başkanlığı'nın Ortak Akıl
Çalıştayları ile ilgili olarak şu teşhiste yaptı:
"Siyasi irade yetersiz kalıyor."
Bu ifadeyi kullanırken de isim zikretmedi.
"Şu kişi yetersiz, bu kişi yetersiz" demedi.
"Milletvekili yeteneksiz, il yöneticileri beceriksiz" demedi.
Söylediği açık ve net bir ifadeydi:
"Siyasi irade yetersiz kalıyor."
*
Bu söze alınanlar olmuş.
Kırılanlar olmuş.
Başlamışlar bir afratafraya ki, suratlar bin bir parça…
Ne diyelim ki…
*
Hastalık varsa önce doktora gidersiniz.
Doktor önce hastanın şikayetlerini dinler (bu ancak özel muayenelerde oluyordu).
Dinleme ve gözlemleme ile bir teşhis koymaya çalışır, hastaya.
Olmadı? muayene eder.
Muayenede de kesin bir teşhis koyamazsa çeşitli tahlilleri ister.
Yine teşhis koyamadı ise ileri düzey tetkikler yaptırır.
Yani ultrason, röntgen vs..
Hastalık teşhis edildikten sonra da tedavi yöntemi belirlenir.
*
Şimdi Kemal Abi bir tesbitte bulunuyor.
Diyor ki: "Siyasi irade yetersiz kalıyor."
Bu aynı zamanda da bir teşhistir.
Çünkü, doktor 'şuyun var, buyur var..' dediği zaman hasta demoralize olur.
İncinir.
Kırılır.
Hele hele teşhis konulan hasta, tedavi yöntemi ile ilgili az çok bilgi sahibi ise değmeyin o
zaman.
Hatta biraz da asabileşir.
*
Kemal Abi teşhis etti ya hastalığı, hastalar da alınganlık başladı.
Bir moralsizlik belirdi.
Bir incinme başladı.
Bir kırılma oldu.
Hatta bu hastalığın tedavi yöntemini iyi bilenler asabileşmeye de başladılar.
*
Kemal Abi, baktı olmuyor bu kez bir açıklama yaptı.
Odanın internet sitesinde yayınlanan açıklama mealen şöyle:
"Söz konusu toplantıda bahsi geçmemesine rağmen İlimiz Milletvekillerinin şahıslarına yönelik sözler kullanılmış gibi amaç ve maksadını aşan yazılar çıkmıştır. Bu da çok önem verdiğimiz konu olan birlik ve beraberliğimize zarar vermektedir. Basında çıkan ve eleştiri boyutunu aşan yanlış haberler beni üzdü. Birileri bu konuyu çarpıtmaya, sayın Milletvekillerimizle polemik yaratmaya, gerek şahsım ve gerekse oda üzerinden gündem oluşturmaya çalışmaktadır. Bunları hoş olmayan ve bütünlüğümüzü bozmaya yönelik girişimler olarak yorumlamaktayız"
**
Bu açıklamanın ardından basın mensupları arasında bir tartışma başladı.
Karaküçük, söylediğini inkar ediyor!
Karaküçük, geri adım atıyor!
Karaküçük şunu yapıyor, bunu yapıyor!
Karaküçük doğru yapıyor, yanlış yapıyor!
*
Kemal Abi'nin "Siyasi irade yetersiz kalıyor" teşhisine siyasetçiler alınganlık gösterdi.
Kemal Abi'nin "Basında çıkan ve eleştiri boyutunu aşan yanlış haberler beni üzdü" sözlerine de basın mensupları alınganlık gösterdi.
Şimdi çık işin içinden.
Yani aşağısı sakal, yukarısı bıyık.
Konuşsan suç, konuşmasan suç…
Bu da benim düşüncem: "Allah Kemal Abi'ye sabır versin…"
**
Eğer Kemal Karaküçük, o gün söylediği 'Siyasi irade yetersiz kalıyor' sözünün arkasında durabilseydi, bugün bu gelişmeler yaşanmazdı.
Siyasetin çivisini yerinden oynattı.
Bugün, 'Ben bu şehrin siyasi otoritesiyim' diyenler de, dallanıp budaklanmazlardı.
Adım, gerektiği zaman atılmalıdır. Yanlış atılan adım, adım atanı felakete götürür. Geri dönüşü yoktur. Yanlış yer ve zamanda atılan adımlar, çöküşü de birlikte getirmektedir.
Siyaset, üç yıl önce söylenen sözün intikamını almıştır bence.
Ama bu film burada bitmez.
Üç yıl sonra da iş dünyası siyasetten intikamını alır.
Sonra siyaset iş dünyasından, iş dünyası siyasetten intikam alır, bu iş böylece sanayicinin çarkı gibi döner gider.
Siyasetçiler yok olur. Ama iş dünyası bu memlekette her zaman vardır. Var olacaktır.
Dikkat ettiniz mi, son yıllarda siyasetçiler iş dünyasını kabul etmiyor. İş dünyasının içinden çıkan vekil adaylarını bir şekilde saf dışı bırakıyorlar.
Hafızanızı yoklamanızda fayda var.
**
Ne diyorduk:
"Kahramanmaraş'ın ağabeyi eksik!"
Kahramanmaraş'ın deneyimli gazetecileri Mustafa Şirin, Mehmet Taş ve Abid Vanlı birkaç gün önce Gaziantep'e gidiyorlar.
Oradaki gelişmeleri gözlemliyorlar. Siyasetin sorunları nasıl çözdüğünü görüyorlar. Gaziantep Büyükşehir Belediyesi'nin bakan deneyimi de olan başkanı Fatma Şahin'in ivedilikli sorunları nasıl hallettiğini bizzat müşahede ediyorlar. Ve izlenimlerini, kısa yorumlarla da sosyal paylaşım sitelerindeki sayfalarında paylaşıyorlar.
Sahi "Fatma Şahin kim?" sorusunun cevabını kaç kişi biliyor. Merak eden, araştırsın.
Şahin'in öz geçmişi "20 Haziran 1966'da Gaziantep'te doğdu. İlk orta ve lise öğrenimini Gaziantep'te tamamladı. İstanbul Teknik Üniversitesi Kimya Bölümü'nü Kimya Mühendisi olarak bitirdi. Okulu bitirdikten hemen sonra Sanko Holding'e girdi. 18 yıl boyunca SANKO Holding'de İşletme Mühendisi ve İşletme Müdürü olarak çalıştı" ifadesi dikkatimizi çekiyor.
Komşumuz Gaziantep'in iş dünyası kendi içinden siyasetçisini yetiştirmiş.
Fatma Şahin'i önce 18 yıl boyunca holding bünyesinde tutmuş.
Gaziantep işdünyası; bu süre içerisinde Şahin'in AK Parti'nin Gaziantep İl Kurucu Üyesi olmasını sağlıyor. 2002 genel seçimlerinde milletvekili seçilmesine destek oluyor. 2007 ve 2011'de de milletvekili oluyor. 2007'de AK Parti Kadın Kolları Genel Başkanı oluyor. Sanayi, Ticaret ve Enerji Komisyonu'nda ve AB Uyum Komisyonu ile TBMM Töre-Namus Cinayetleri ve Çocuklara Karşı Şiddeti Araştırma Komisyonu'nda görev yapıyor. 2011'de Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı oluyor.
Ve 2014 yerel seçimleri öncesinde parti yöneticilerinin isteği üzerine bakanlıktan istifa ederek Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkan Adayı oluyor. Seçiliyor. Bu görevi de yaklaşık 16 yıldır sürdürüyor. Hem de bu süre içerisinde çok büyük hizmetleri sağlıyor.
**
Bizim iş dünyamız ile siyasetçilerimiz farklı dünyanın insanları gibi.
Birinin ak dediğine, diğeri kara diyor.
Bir kopukluk var. Bir iletişimsizlik var. Yetersizlikleri gün gibi ortada olan siyasetçilerimiz, yetersizliklerini örtbas etmek için farklı yollar izliyorlar. Milletvekilinden, teşkilat yöneticilerine kadar 'düşünce' aynı.
Sıkıştılar mı, topu bir başkasına atarlar.
Ama biz ne diyorduk:
"Kahramanmaraş'ın ağabeyi eksik!"
'Kim olsun' derseniz; sözüm şu olur: Ağabeyliği yapacak biri olsun. Mahir Ünal, Hanefi Öksüz, Fatih Mehmet Erkoç, Kemal Karaküçük, Metin Doğan, Abdulkadir Kurtul…
İsim fark etmez.
Bu kentin ağabeyi olacak ismi de hiç kuşkusuz iş dünyası kendi içinden çıkarmalıdır. Siyasete bizzat girerek, siyasetin ve siyasetçinin yetersizliğini bertaraf etmelidir. Bugünkü siyasetçilerle (vekil, teşkilatçı, belediyeci) Kahramanmaraş'ın sorunları bertaraf edilemeyecek çünkü. Kavga isteyen bir siyasetçi kimliği, bu memleket için çok ama çok gereksizdir.