Türk sinemasının hanımefendisi olarak tanınan, rol aldığı 200’den fazla film ve 17 ulusal ve uluslararası ödülle Yeşilçam’ın gururu olan Hülya Koçyiğit ve ünlü sunucu Özlem Yıldız, Kahramanmaraş ve Şanlıurfa Piazza Alışveriş ve Yaşam Merkezlerinde sevenleriyle buluştu.
Moda, müzik, edebiyat, sahne ve sinema dünyasından ünlü ve sevilen isimleri ziyaretçileriyle bir araya getiren Kahramanmaraş ve Şanlıurfa Piazza Alışveriş ve Yaşam Merkezleri, “Dünya Kadınlar Günü” etkinlikleri kapsamında; Türk sinemasının ünlü oyuncusu Hülya Koçyiğit ile sunucu Özlem Yıldız’ı konuk etti.
Yeşilçam’ın unutulmaz isimlerinden Hülya Koçyiğit ve sabah programlarının başarılı sunucusu Özlem Yıldız’ı görmek içim saatler öncesinden beklemeye başlayan hayranları; onları adeta sevgi seliyle karşıladılar.
Bir devre adeta damgasını vuran Hülya Koçyiğit, söyleşide; Özlem Yıldız’ın sorularını yanıtlarken her zamanki zarafeti, gülen yüzü, duygusallığı ve samimi üslubuyla sevenlerini mest etti.
HAYATINDAN KESİTLER ANLATTI
“Söyleşide” “hayat öyküsünden” kesitler sunan Koçyiğit, iyi bir oyuncu olmak için çok çabaladığını ifade etti. Doğru proje ve doğru yönetmenlerle çalışmaya özen gösterdiğini belirten Koçyiğit, “Kamera çalıştığı andan itibaren Hülya Koçyiğit gidiyor, filmdeki karakter kimse o yerine geliyor. Hiçbir karaktere hayali olarak hazırlanmadım. O karakterin yaşadığı yere gittim, onun hayatını gözlemledim; o yöre insanlarıyla beraber olmaya, davranışlarını özümsemeye çalıştım. Oynayacağım karakteri birebir yaşadım. Dolayısı ile çok uzun araştırmalara gerek yok. Zaten rolün içine girip duygularını da katıyorsun. Hep ‘Ben o insan olsaydım, kendisiyle nasıl empati kurabilir, nasıl hissedebilirdim’ diye düşündüm. Oyunculuk bir yerde kişinin kendisini unutup canlandırdığı karaktere bürünmesidir.” diye konuştu.
İLK FİLM 15 YAŞINDA
Hayatında hiçbir yere gitmemiş, şehirde büyümüş 15 yaşında bir genç kız iken ilk filmini çektiğini anlatan Hülya Koçyiğit, “Tiyatro eğitimi aldığım için sette diksiyonuma ve sesime dikkat ediyor, Türkçeyi en doğru şekilde kullanmaya çalışıyordum. Kamera çalışıyor ve yönetmen rol tarif ediyor; rolü o kadar çok yaşıyorum ki doğal olarak abartılı hareketler yapıyordum. Vücudumu çok kullanıyor, ses tonuma çok vurgu yapıyordum. Tiyatro sahnesinde en önde ve arkada oturan izleyiciye sesinizi duyurmak zorundasınız. Ama sinemada karşınıza objektif çıkıyor. Objektif sizi bazen çok uzaklarda gösterebiliyor, bazen gözlerinize kadar gelebiliyor. Orada sinema oyunculuğunun tekniğinin farklı olduğunu öğrendim. Okumak beni sinema oyunculuğunda daha bir duru, daha büyük hareketler yapmadan, duyguları gözlere aktararak yapmamı sağladı.” şeklinde konuştu.
“ESKİ TÜRK FİLMLERİNİN YERİ BAMBAŞKA”
Eski Türk filmlerinin yerinin bambaşka olduğunun altını çizen ünlü sanatçı, şöyle devam etti: “Belki o filmler yetersiz teknik imkânlar ve çok büyük bütçeler harcanmadan çekilmiştir. Ama orada bir insan emeğini görüyorsun. Saygıyı, dürüstlüğü, heyecanı, samimiyeti ve orada tanıdığın insanlarla karşılaşıyorsun. Bugün de çok düzgün işler yapılıyor; ama bugün teknolojiyle aramıza bir set çekildi, o doğallığı ve dürüstlüğü kaybettik. Gerçekten birçok Türk filminin yeri dolmayacaktır. Bazı eski filmlerin günümüzde dizileri çekildi, fakat aynı ilgili görmedi. Bu işe emek verenler geri gelmiyor. O kadar güzel insan, değerli aktör ve aktrislerin sinemasıydı. Maalesef bazılarını kaybettik, mekanları cennet olsun.”
“HEYECAN DUYDUĞUM BİR PROJE YOK”
Uzun yıllar sinemada olduğu için günümüzde gelen iş tekliflerine karşı daha seçici yaklaştığına dikkat çeken Koçyiğit, “Çok benimsediğim, ‘aman illa da bende olayım’ diye heyecan duyduğum pek bir proje yok. Yaşıtlarımın oynadığı rollere bakıyorum. Mesela ben cadı bir kaynanayı canlandıramam. Bu nedenle benim açımdan çok cazip bir proje yok. Günümüzde tarihimizi öğrenmek gibi bir hevesimiz olduğu için bu türdün diziler yapılıyor. Mesela; tarihteki bir kadın yöneticiyi canlandırmak isterdim.” ifadelerini kullandı.
“KADIN EĞİTİMİNİ ÖNEMSİYORUM”
Günümüzün toplumsal sorunlarına da dikkati çeken Hülya Koçyiğit, kadın cinayetlerine tepki gösterdi. Koçyiğit, şunları söyledi: “Acaba cinayetler günümüzde mi arttı, yoksa hep mi vardı? Bunu bilemiyorum. Ama dünyanın her yerinde ne yazık ki hemcinslerim şiddete uğruyor. Şiddetin azalması için de ön koşul eğitimdir. Aile içinde şiddet gören çocuğun güven duygusu kayboluyor ve o zaman hayatı bu şekilde anlamlandırıyor. Çocuğa ileriki hayatında şiddette başvurması normal geliyor. Bu nedenle kadının eğitimini çok önemsiyorum. Kadın ruhen sağlıklı olabilmeli ki sağlıklı bireyler yetiştirebilsin.”
Hayranlarının büyük bir keyifle dinlediği Hülya Koçyiğit, izleyenlerden gelen soruları da içtenlikle yanıtladı. İki ünlü, katılımcıların birlikte fotoğraf çektirme isteğini de geri çevirmedi.