Afşin-Elbistan Linyit Havzası'nda kırk yılı aşkın bir süre önce bulunan linyit kömürü, ülkemizde elektrik üretimi amaçlı kullanılabilecek enerji kaynakları arasında gerek kaynak maliyeti, gerekse rezerv büyüklüğü bakımından en uygun yakıt olarak görülüyor. Bölgedeki 4,5 milyar ton rezerv ise Türkiye’nin linyit rezervlerinin yarısının Afşin-Elbistan bölgesinde bulunduğu anlamına geliyor. 40 yıl önce bulunan bu linyit kaynağımızın bugüne kadar sadece yüzde 10’a yakını üretilebildi. Başta Arap ülkeleri olmak üzere Japonya, Kore ve Çinli enerji devleri son yıllarda 4 milyar tonluk linyit rezervinin ekonomiye kazandırılması için ciddi girişimlerde bulunuyor. Toplam maliyeti 12 milyar dolar olacak bu dev enerji yatırımı, Türkiye’nin nükleerden sonra tek kalemde yapılacak en büyük yatırımı olarak nitelendiriliyor.
Jeofizik Yüksek Mühendisi TMMOB JFMO ve DEK-TMK Enerji Çalışma Grubu Üyesi Çetin Koçak, Maden Yük. Mühendisi TMMOB Maden MO Üyesi Nejat Tamzok ve Jeoloji Mühendisi TMMOB JMO Üyesi Selçuk Yılmaz da, bu konuyla ilişkili olarak Afşin- Elbistan linyit rezervlerinin elektrik üretimi bakımından değeri ve izlenmesi gereken politikalar başlıklı bir makale kaleme aldı.
Makalede bölgeye kurulacak yeni santrallerle Türkiye’nin enerji ithalatını azaltmadaki ve istihdam artışında büyük önem arz ettiğini örnekleri ve bilimsel verilerle ortaya koyan Koçak, Tamzok ve Yılmaz, söz konusu yeni enerji yatırımlarının gecikmesinin de doğurduğu ekonomik zararı anlattılar. Afşin-Elbistan’da kurulacak her 1.000 MW santralin yılda üreteceği 6,5 milyar kwh elektrik için yılda 306 milyon dolar tutarında doğal gaz ithal edilmemiş olacağını kaydederken en az bin 300 kişinin de istihdamının geciktirildiğine işaret ettiler.
Havzada kurulacak elektrik santrallerinin birim üretim maliyeti bakımından ülkemizin en avantajlı santralleri olacağını belirten akademisyenler Koçak, Tamzok ve Yılmaz, aynı zamanda kişi başına yaratılan istihdam yatırım maliyeti bakımından da doğal gaz ve nükleer santrallere göre oldukça düşük olduğunu anlattılar.
“Doğru bir planlama ile havzada bulunan kömür rezervlerinden mevcut elektrik kurulu gücümüzün yaklaşık yüzde 15’i büyüklüğünde bir kurulu gücü 30 yıl boyunca besleyebilmek mümkündür” tespitinde bulunan akademisyenler, doğalgaz santralleri ile termik santrallerin karşılaştırılmasını da yaptıkları araştırmalarında;
“40 yıl önce bulunan bu linyit kaynağımızın bugüne kadar sadece yüzde 7,5’i üretilebilmiştir. Havzadaki mevcut ve planlanabilir kurulu güç kurulacak ilave santrallerin termik verimi Afşin-Elbistan B Termik Santrali’ne göre yapılması halinde bile toplam santral potansiyeli 10.000 MW’a ulaşmaktadır. Bu santral potansiyeli ile yılda 60 – 65 milyar kwh elektrik üretilebilecektir. Afşin-Elbistan’da kurulacak her 1.000 MW santralin yılda üreteceği 6,5 milyar kwh elektrik için yılda 306 milyon dolar tutarında doğal gaz ithal edilmemiş olacaktır. Doğalgaz santrali yerine Afşin-Elbistan linyitlerine dayalı her 1.000 MW kurulu gücünde termik santral kurmanın kazancı sadece yıllık 306 milyon dolar tutarındaki döviz değildir. Söz konusu kazanca, Afşin-Elbistan linyitlerine yatırım yapmak suretiyle doğalgaz santrallerine göre en az 10 kat daha fazla yaratılacak istihdam ve bu istihdamın tetikleyeceği bölgesel ekonomik gelişmeyi de ilave etmek gerekir.
Santrallerin finansman maliyeti dışında, santrallerin işletilme döneminde istihdam yaratmak için kişi başına düsen yatırım maliyeti, doğalgaz santrallerinin 1/2 – 1/6‘sı ve nükleer santrallerinin ise 1/4 – 1/8’i kadar olduğu görülür. İlk etapta Elbistan’da yapılacak 3000 MW santralle en az 3 bin 900 kişiye istihdam sağlanırken, 3000 MW’lık nükleer santralle 900, doğalgaz santralıyla 390 kişiye istihdam sağlanmaktadır. Havzada yapılabilecek her 1000MW kurulu gücündeki termik santralının gecikmesiyle, her yıl 6,5 milyar kwh elektrik üretmek için 14,18 milyon ton linyit yerine, 1 milyar m³ doğalgaz ithal edilmesinin yanında en az bin 300 kişinin de istihdamı geciktirilmektedir” tespitlerini yaptılar.
Afşin-Elbistan bölgesindeki linyit rezervinin Türkiye’nin 10 yıllık doğalgaz tüketimine denk geldiğini hatırlatan akademisyenler Koçak, Tamzok ve Yılmaz, son olarak şunları ifade ettiler:
“Son yıllarda doğalgaza dayalı santrallerden elde edilen elektriğin toplam elektrik üretimi içerisindeki payı artarak yüzde 50 olmuştur. Bu durum dikkate alındığında, gerek Afşin-Elbistan gerekse diğer linyit rezervlerimizin değerinin doğalgaz eşdeğeri olarak bilinmesinde, söz konusu iki kaynağa ilişkin sağlıklı karşılaştırma yapabilmek bakımından yarar görülmektedir. Havzada Afşin-Elbistan Linyit Havzası, ülkemizin sahip olduğu linyit rezervlerinin yaklaşık yarısına sahiptir. Söz konusu rezerv, Türkiye’nin neredeyse 10 yıllık doğal gaz tüketimine karşılık gelmektedir. Doğru bir planlama ile havzada bulunan kömür rezervlerinden mevcut elektrik kurulu gücümüzün yaklaşık yüzde 15’i büyüklüğünde bir kurulu gücü 30 yıl boyunca besleyebilmek mümkündür.” AA