Bir yandan çayımı yudumlayıp bir yandan ‘Allah’ım sen şu konuşan kuluma doğru yolu göster’ diye dua ederken o muhterem şahsiyet, Belediye Başkanı Mustafa Poyraz’a “Yeşil düşmanı, ağaç kesip yol yapıyor“ deyince yerimden fırlayıp çüşş demedim ama “Sen orda dur bakalım“ diyerek sözü aldım.
Söz konusu 10 yıldır şehrimize hizmet eden bir belediye başkanına haksız ve kasıtlı yere iftira atılıyorsa söyleyecek çok sözüm vardı benim de.
Bak kardeşim, göreve geldikten sonra bu şehirde 96-100 adet çöplüğü-mezbelelik alanı ağaçlandırıp, yeşillendirip park yapan başkan Mustafa Poyraz değil mi? Evet.
O gelene sahipsiz eşeklerin başıboş köpeklerin mekan tuttuğu kaldırım ve refüjlere 30 binden fazla çeşitli ağaç, 500 binden fazla bitki diken Mustafa Poyraz değil mi? Evet.
Göreve geldiğinde kişi başına düşen yeşil alan 1.01 metrekare iken bunu 4.56 metrekareye çıkaran Mustafa Poyraz değil mi? Evet.
Kılavuzlu, Pınarbaşı, Muhsin Yazıcıoğlu gibi Türkiye’ye örnek mesire alanlarını yapan Belediye Başkanı Mustafa Poyraz değil mi? Evet.
Peki, bunlar EVET’se güzel kardeşim.
Mustafa Poyraz’ı ağaç kesmekle suçlamak, yeşil ve çevre düşmanı demek vicdansızlık, merhametsizlik, saygısızlık değil de nedir Allah aşkına?
“Bak kardeşim sen bana bugün bu şehirde simitçisi, mısırcısı, kestanecisi garip gurebası işgaliye parası verirken meşhurr Belediye Çarşısı esnafı şimdi geldikleri yerde eskisi gibi yine para vermiyor. Açlık grevi yapıp kazan kapaklarıyla belediye basanlar bu şehirde tüyü bitmemiş yetimin bile hakkı olan işgaliye parasını 1 yıldır vermiyorlar ve bunun sorumlusu da Mustafa Poyraz’dır. Çünkü onlara vicdan edip yer gösterdi. Şimdi de belediye olarak icraya vermiyor. Çatır çatır parayı almıyor de, ben de sana katılayım“ dedim.
Tüm bunları adama niye mi anlattım. Ne belediyenin ne de Mustafa Poyraz’ın avukatı olduğum için. Sadece ve sadece baş koyduğum yolda gücüm yettiği kadar yürüyebilmem için.
Hani var ya,
Ağır ağır giden karıncaya sormuşlar:
“Nereye gidiyorsun?“
“Uzaktaki dostuma“ demiş karınca.
“Bu ayaklarla zor gidersin“ demişler,
“Olsun“ demiş karınca.
“Ona varamasam da yolunda ölürüm.“
(6 Ocak 2012 Sabah Gazetesi Güney ekinden alınmıştır. Sırrıberk Arslan’nın köşesidir)