BİZ BU ÜLKENİN TEK BİR TAŞI İÇİN GEREKİRSE CANIMIZI VERİRİZ
- Kültür ve Turizm Bakanı Mahir Ünal: “Kendi ülkesinde 350 bin kişiyi katleden bir katliamcı diktatörü 'mağdur bir özgürlükçü'; demokrat; mazlumların ve mağdurların adeta koruyucusu olan bir lidere 'diktatör bozuntusu' deme terbiyesizliğini gösterdiler.”
- Kültür ve Turizm Bakanı Mahir Ünal: “Bunların gazeteleri, Fransa'da katliam olduğunda, 'Fransa çocuklarına ağlıyor' diye manşet atıyor, Türkiye'de bomba patladığında, 'katliam ülkesi' diye manşet atıyorlar.”
Kültür ve Turizm Bakanı Mahir Ünal, memleketi Kahramanmaraş’ta AK Parti İl Başkanlığınca düzenlenen teşkilat buluşmasına katıldı.
Bakan Mahir Ünal, etkinlikte yaptığı konuşmada, parti olarak 13 yılda Türkiye'ye çok şey kazandırdıklarını belirtti.
Konuşmanın, kendi kültürel kimliğini söylemenin bile suç olduğu bir ülkeden, herkesin özgürce konuştuğu hatta hakaret etmeyi özgürlük zannettiği günlere gelindiğini ifade eden Bakan Ünal, tüm bunları yaparken birilerinin de 2002'den beri her ne pahasına olursa olsun “AK Parti'den kurtulma” mücadelesinden vazgeçmediğini vurguladı.
Demokrat, Mazlumların ve Mağdurların Adeta Koruyucusu Olan Bir Lidere, 'Diktatör Bozuntusu' Deme Terbiyesizliğini Gösterdiler
“Kendi ülkesinde 350 bin kişiyi katleden bir diktatör 'mağduru' oynarken, 2,5 milyon mağdur ve mazluma kucak açmış, Türkiye'yi 13 yılda dünyanın gelişmiş ülkeleri arasında 16. sıraya taşımış bir lideri Recep Tayyip Erdoğan'ı, diktatör gibi göstermeye başladılar. Bir katliamcı diktatörü 'mağdur bir özgürlükçü'; demokrat, mazlumların ve mağdurların adeta koruyucusu olan bir lidere, her 2 yılda bir seçime gitmiş, sandığı milletin önüne koymuş, her iki kişiden birinin oyunu almış Tayyip Erdoğan'a utanmadan, sıkılmadan, 'diktatör bozuntusu' deme terbiyesizliğini gösterdiler. Bu bizim aklımızla, vicdanımızla ve kalbimizle alay etmektir. Bu hakikati ters yüz etmeye kalkışmaktır.”
Fransa’da Katliam Olduğunda, 'Fransa Çocuklarına Ağlıyor' Diye, Türkiye'de Bomba Patladığında, 'Katliam Ülkesi' Diye Manşet Atıyorlar
“Sözde sanatçı olduğunu söyleyenler yurt dışında Türkiye'yi şikayet ediyor, akademisyen olduğunu söyleyen sözde akademisyenler kendi ülkelerini katliamcı gibi gösteriyor. Bakıyorsunuz bunların gazeteleri, Fransa'da katliam olduğunda, 'Fransa çocuklarına ağlıyor' diye manşet atıyor, Türkiye'de bomba patladığında, 'katliam ülkesi' diye manşet atıyorlar. Bunlar kim biliyor musunuz? Bunlar kendisine, kendi benliğine, kendi kültürüne, kendi tarihine, kendi inancına, kendi medeniyetine, kendi toprağına yabancılaşmış ve maalesef bu topraklar üzerinde bu topraklara ait bir filiz, bir fidan, bir inanç, bir fikir ortaya çıktığı zaman adeta onu yok etmekle kendisini görevli bilenlerdir. Bu ülkeye ve tarihe yabancılaşmış kafalar bunlar. Bunlar kendi kimliklerinden utananlar. Bunlar Batılı değil Batı'nın kötü bir kopyasıdır”
Türkiye'ye Düşmanlığı Misyon Haline Getirmişlerin Avrupa'da Yaptıkları Kara Propagandanın Sonuçları Çok Ağır
“Turizmle ilgili önümüzdeki sezonla ilgili bizim turizm potansiyelimiz ve turist sayımız şimdiden rezervasyonlarla belirleniyor. O yüzden Türkiye'yi güvenlik açısından riskli ilan edenlere inat Hollanda'da, Almanya'da, İspanya'da tur operatörleri ve sektör temsilcileriyle, turizm bakanları ve diğer ilgililerle görüşerek yaklaşık 10 gün boyunca Türkiye'yi anlattık. Önümüzdeki süreçte de buna devam edeceğiz. Gördüğümüz bir şey var. Maalesef, bu benim sözünü ettiğim, Türkiye'ye düşmanlığı misyon haline getirmişlerin Avrupa'da yaptıkları kara propagandanın sonuçları çok ağır.”
Biz Bu Ülkenin Tek Bir Taşı İçin Gerekirse Canımızı Veririz
“İspanya'da konuştuğum insanlar ‘Terör küresel bir tehdittir, insanlığın önündeki en büyük tehditlerden birisidir. Bütün dünya buna karşı ortak tavır almalıdır’ diyor. Güzel. Ama terör Türkiye'de olunca bir anda herkes sus pus oluyor. Bu terör dediğimiz şey başka ülkelerde olunca terör, bu ülkede olunca terör olmuyor mu?
İspanyalı yetkililer, ‘Siz bir taraftan ETA terör örgütüyle mücadele ettiniz, bir taraftan da turizminizi yükselttiniz, nasıl yaptınız?’ diye sorduğumuzda ‘Terör söz konusu olduğunda bizim ülkemizde herkes tek yumruk oldu, tek bilek oldu. Üniversiteler, sanatçılar, akademisyenler ve siyasiler terörün karşısında gerekli tepkiyi verdiler. Bu bizim terörle başa çıkmamıza çok büyük bir katkı sağladı.’ cevabını veriyor.
Benim ülkemde masum çocuklar ve siviller katledilirken sanatçılarımızı düşündüm. Bu ülkenin sanatçılarını, bu ülkenin siyasilerini, bu ülkenin akademisyenlerini düşündüm. Teröre tek bir kelime etmeyip, kendi devletine 'katliamcı' diyenleri düşündüm. İçim yandı. Bunlar Kahramanmaraş'ın niye 'kahraman' olduğunu, Urfa'nın niye 'şanlı' olduğunu, Antep'in niye 'gazi' olduğunu, bu ülkenin tek bir toprağının taşının bizim için ne anlama geldiğini bilmiyorlar. Bizi kendi gibi zannediyorlar. Biz bu ülkenin gerekirse tek bir taşı için canımızı veririz.”